Onyedi Ağustos, gece, tatlı uykusunda,
Gece sessizliğinde, yatarken yatağında,
Yedi nokta dört ile sallanan Marmara’da:
Ben bir depremzedeyim güzel şehir “Yalova”da.
Biricik evladını, malını, her şeyini,
Eş-dostunu, yakınını hemşehrilerini,
Toprağa vermiş, şimdi çadırda, prefabrikte;
Ben bir depremzedeyim, merkez üssü “Gölcük”te.
Gece enkaz altından can havliyle fırlayan,
Kendini unutup, bir can için bin can atan,
Artçılarla gece –güdüz durmadan sızlayan;
Ben bir depremzedeyim, büyükşehir “İzmit“te.
Karnı aç; kaybettikler,nden ciğer de parça,
Bir bak; bir baba çocuk arar, bir çocuk baba,
Dikkat kesildim kulaklarda, hep IŞIKARA;
Ben bir depremzedeyim, o kara “Marmara“ da.
Bu kez, oniki Kasım’da, daha az şiddetle,
İş dönüşü muhabbet ediyorken birlikte,
Tekrar salanan yedi onda iki hiddetle;
Ben bir depremzedeyim, merkez üssü “Düzce”de.
Sıcak bir çorba için kuyrukta bekleyen,
Kuyruk sonunda bitmez derdine dert ekleyen,
Kışa inat; yazlık çadırlşarda konaklayan;
Ben bir depremzedeyim, koca şehir “Bolu” da.
Nasibini fazlasıyla alıp da sallanan,
Allah’tan geldi deyip, kadere bel bağlayan,
Çaresizlik içinde dua edip ağlayan;
Ben bir depremzedeyim, beldemiz “Kaynaşlı” da.
“Kul Hakkı”yım; ben de yaşadım bu faciayı,
Sahiden dışarda geçirdim üç gün, geceyi,
Çok şükür, mevsim yazdı; sızlatmadı yarayı;
Ya şu kış gününde, ne yapar depremzedeler? …
26 Aralık, 1999
Kayıt Tarihi : 25.3.2007 11:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1999 Marmara Depremi üzerine....
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!