Depremin Habercisi, Derinden Gelen Bir Ses

Depremin habercisi, derinden gelen bir ses
Kıyamete sûr gibi, ilâhi bir ikâzdır
O kadar korkunçtur ki, kesilir bütün nefes
Te’sîri öyle çok ki, ta’rîfsiz bir enkâzdır

Yer altında fay hattı, kırılır birer birer
Alt-üst olur yerküre, belli bir zamân sürer
Sarsıntının şiddeti, karşı konulmaz bir cer
Te’sîri öyle çok ki, ta’rîfsiz bir enkâzdır

Temelsiz çürük olan, derme çatma yapılar
Yıkılır, fayda etmez, boş kâğıttan tapular
Çıkmaz bir yola döner, geçit vermez kapılar
Te’sîri öyle çok ki, ta’rîfsiz bir enkazdır

Bir asra bedel olur, kısacık olan ânlar
Çekilir damla damla, damardan bütün kanlar
Korkunun dehşetini, ancak yaşayan anlar
Te’sîri öyle çok ki, ta’rîfsiz bir enkâzdır

O ânda feryat figân, sessiz çığlıklar kopar
Göz gözü görmez olur, bütün akıllar şaşar
İmdâda bî-çâredir, kiminin aklı kaçar
Te’sîri öyle çok ki, ta’rîfsiz bir enkâzdır

Nice cânla cânânın, ocağını söndüren
Yaralı olanları, solgun güle döndüren
Hayâtta kalanları, ölmeden de öldüren
Te’sîri öyle çok ki, ta’rîfsiz bir enkâzdır

Ey insanoğlu ders al, henüz vakit dolmadan
Tedbirsiz olma sakın, âfet seni bulmadan
Sonra tevekkül eyle, bir sıkıntı olmadan
Te’sîri öyle çok ki, ta’rîfsiz bir enkâzdır.