Deprem Sessizliği
Ölümün sarsıntılarında
Dört duvarın, beton kenar arasında sıkışan vücudun yüküyle
Bir zaman gidip geldik —
İçimize çöken bir yankıydı sessizlik.
Nefes almaya bile çekinirken
Gözlerimizle konuştuk karanlığın içinden,
Sözsüz, sadece bakışlarımızda yankılanan bir çaresizlikle.
Ayaklarım yer tutmaz oldu,
Sanki toprağın kalbi bana küsmüştü.
Benliğim, bir yaprak gibi savruldu
Rüzgârın hışmında — gövdesiz, yersiz.
Tutunacak bir kök ararken
Kendi içimde kayboldum.
Gökyüzü kaydı başımın üzerinden,
Yıldızlar ışığını unuttu.
Yer ise içine kapanan bir çocuk gibi suskundu.
Evren, bize sırtını dönmüş gibiydi —
Sadece biz vardı; biz ve içimizde büyüyen o sessiz fırtına.
Ne bir ses, ne bir yankı...
Sonsuz bir suskunluğun içinde tükeniyordu zaman.
Ve zaman…
Paslı bir saat gibi ağır aksak işlerken
Her “tik” — içimize işleyen bir çivi,
Her “tak” — geçmişten kalan bir fısıltıydı,
Unutulmuş bir öykünün, yarım kalan cümlesi gibi.
Duvarlar bir zamanlar sığınaktı,
Şimdi ise geçmişin yankısıyla örülmüş.
Her çatlakta bir anı saklıydı,
Her gölgede eksilen bir yüz,
Bir zamanlar dokunduğumuz, ama şimdi sadece hayal olan.
Ve o dört duvar —
Sadece beton değil,
Pisagor’un üçgeninde sıkışmış hayatın köşeleriydi:
Bir köşede ölüm,
Bir köşede yaşam,
Ve ortada eğik duran biz —
Dengenin en kırılgan noktasında,
Ne tamamen var, ne de yok sayılacak kadar silik.
Yer, küsmüş bir sevgiliydi artık
Ayak uyduramadı adımlarıma.
Ben — savrulan bir yaprak gibi
Gövdesiz, yersiz,
Ve biraz eksik.
Hayat,küsmüs bir sevgiliydi artık
Ayak uyduramadım adımlarına
Mahmut Tuğrul Agsu
Mahmut Tuğrul AğsuKayıt Tarihi : 24.4.2025 09:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Deprem kayıp ölüm yaşam pisagor sarsıntı
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!