Ruhları sarsan keder, felâkete mi haber?
Rehavet çöken ızdırâba soluk mudur sesler?
Suskunluğunda sensiz, gaflet uykusunda esefler ..!
Yer yer ürperirken canhıraş sesler geceden geceye ...
Battı diyorlar ama, vuslat yine doğacak,
Bir meçhûl an ki karşımıza çıkacak!
Anladım Sen’den gayri herşey aldatan serâp!
Karanlığı delerken çığlıklar yine perdeden perdeye ...
Herkes uykuda halâ, emel derin bir umman,
Uyan ve kendine gel! Akıp gidiyor zaman,
Derken gelmeden ecel! Mümkünse erken davran!
Noktalansın bu hayat, ölüm gelse de pençeden pençeye ...
Lûtf u gazabı birleştiren bir hercümerç ki çok kanlı ..
Tûfanla yok olan milletten daha buhranlı.
Harâbolan dünyada yere göğe sığmayan delikanlı
Çileyle başbaşa, sonsuza uçan her serçeden serçeye ...
Ey hayâllerde halâ parıldayan manâlar;
Bu kara yalnızlıkta bir yığın ızdırâb var ...
Yerle göğün raksında geceyi yutan canavar!..
Bedbinlik, ümîdsizlik sarmış tenleri inceden inceye ...
Ve beklenen mutluluk ölümün verâsında ...
Ruhların beklediği zirve ufkun rüyâsında.
17 Ağustos’lar gözyaşı, hüzün vurmasında.
Tam vuslat deminde ışığım saçılır, hüzmeden hüzmeye ...
Sarsılıyor her an gönül kubbesi şimdi;
Ruhlara uğursuzluk sindi, sanki belâ indi.
Elimde ümîd kâsem kıpkızıl kanla doldu,
Gör ki ateş düştüğü yeri yakar, dualar sîneden sîneye ...
Alnını yere koyup, inlesin inananlar;
Gönlünde Rahman’ı duyup, ağlasın uyananlar..!
Gece koyulaşsa da bugün, önünde saf duranlar
Ay uykuya dalıp giderken, ezanlar cepheden cepheye ...
M. Ufuk MİSTEPE
02.09.1999/BOLU
Kayıt Tarihi : 27.2.2018 17:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi'nin derin izlerini Bolu'da yaşayarak hissetmiş ve bu müthiş sarsıntıyı zihinlerde kalıcı kılabilmek amacıyla aşağıdaki dizeleri kaleme almıştım.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!