Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Herşey fıtratında seyredermiş.
Ne bekliyoruz ki
Tebrikler
Fıtrat...
Hani yetmiş iki buçuk soydan mürekkep bir "eşkıya çetesi" nasılsa, hala öyle...
Kalkıp on binlerce kilometre uzaktan geliyor, el koyuyor, aldatıyor, soyuyor!
Yetmedi vuruyor!
Mikroplarla kırıyor!
Uyuşturucuyla, alkolle uyuşturuyor!
Kökünü kazıyor Kızılderililerin, kalanlar da "müzelik!"
Güçlendikçe bir de yayılıyor, her yere, her köşeye yerleşip "tek dünya devleti" rüyasına yatıyor, atomla, napalm bombalarıyla çoluk, çocuk, kadın demeden soykırımın dik alasını kendi yapıyor!
Bilmiyor muyuz huyunu, suyunu?
Biz bu yalanı daha kaç kez söyleyeceğiz!
Böyle bir eşkıyadan ne ulus olur, ne "müttefik!"
Yeniden mi öğrenmemiz gerekiyor?
Buraya yazayım.. Merak eden belki olur..
İsteyen elinde taşıdığı internet erişim aletine "1896 ABD kongre kararları" yazar, aratır, okur..
Görür ki..
Yüz yıl önce Osmanlı'yı nasıl çökertme planları yapmışlar, "azınlıkları" kışkırtıp kullanarak bir imparatorluğu nasıl kıskaca almışlar, nasıl yıkmışlar, öğrenir...
Şimdi mi?
BOP ne demek?
O ne demekse.. Yüz yıl önceki kongre kararları da o demekti!
Yani Büyük Şair.. "Hiç ders alınsaydı tekerrür mü ederdi" diye boşuna yazmamış!
Temennim, duamdır..
Türk'ün başına "ders alanlar" gelsin, gerekirse emperyalizmi bir kez daha yensin!
Tebrikler Bülent Bey, Kardeşim..
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta