Bak dindi içimdeki korkunç fırtına
Karanlık okyanuslardan
korkunç boranlardan çıktım da geldim.
Acımasız ufuklar çatırdatırken direklerimi,
dalgalar vururken gövdeme amansızca,
hep sakin koyları düşündüm.
Huzur içinde yelkenlerimi serip,
seyretmek istedim hayatın sakin sularını...
Ve sonra kıyılarına ulaştım iyot kokan teninin.
Söylesene kuzum,
hep böyle sakinmidir denizlerin?
Hep huzur mu verir insana?
Aşık mı eder görenleri yaşamaya?
Bir çift zeytin tanesimidir gözlerin?
Bir incir kadar ballımıdır dudakların?
Ve Karadenizin dalgaları gibi oynakmıdır kahkahaların?
Marmaranın akıntıları gibi sürüklermi peşinden?
Senin olduğun yerde,
ağaçlar hep yeşildir,denizler mavi.
Geceleri yakamozlar parıldatır varlığın
bir deniz feneri gibi işaret eder durmadan bana.
Bir rüzgar alır aklımı başımdan,
uçurur ıssız adalara
sıcak kumlara benzer ellerin avuçlarımda
denizanaları gibi sarar kollarım bedenini
köpekbalıkları kadar vahşidir arzularım,
dolaşırken teninde dudaklarım.
Caretta carettalar gibi yavaşça ilerler zaman
ve kumlara gömer yumurtalarını sonraki gün için.
Suya hasret süngerler gibi seni çeker canım,
deniz kabukları gibi toplarım mutluluğu gözlerinden.
Kimi zaman kabarır hırçın dalgalar gibi duygularım,
verdiğin huzura,mutluluğa oturur ağlarım.
Her sabah güneş gibi doğar ufukta varlığın
konuşunca martılar havalanır yüreğimden
yunuslar sıçrar etrafımızda
denizatları dörtnala koşar içimin bayramında.
Moby Dick olanca beyazlığıyla,
kurtulur kaptan Ahab´ın zıpkınlarından.
Kaptan Flint korsanlarıyla gömülür karanlık sulara.
Amerikalı yankee´ler vurulur domuzlar körfezinde,
Kübalı devrimcilerin inançlı kurşunlarıyla.
Titanic yeni seferlere çıkar,
yeniden canlanan binlerce kurbanıyla.
Atlantisten gelen adamlar sarar dört bir yanı.
Bermuda şeytan üçgeninde düşen bir uçaktan,
sağ olarak kurtulur yolcular.
Radyasyonlu sularda canlanır hayat yeniden,
fransızların nükleer denemelerinden sonra mercan adalarında.
Çekip çıkarırım bir alman denizaltısını battığı yerden,
sırf pişmanlığını duymak için albay Helmuth Krueger´den.
Macellan yeniden dolaşır dünyanın çevresini.
Ve ardından Charles Lindbergh ilk defa okyanusu aşar,
Spirt of St.Louis ile.
Daha bir sokulurum sana
Alanya´nın kalabalık kumsallarında,
ya da Kaş´ın,Kalkan´ın cennet koylarında.
Daha çok bağlanırım sana
ve yeniden söz veririm istediğin adam olacağıma
söz veririm bütün inancım,
korkusuzluğum ve yalansızlığımla
Kayıt Tarihi : 16.7.2006 04:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!