Denizler Deniz, Çöller Damlaya Hasret

Pişmemiş rüyaların demsizlikleri
Dönemeçlerindeki hayallerin
Nakarat sesleriydi
Temmuzu gelmemiş mevsimlere
Envanteri yapılmamış şaşkınlılar
Çıkagelir mi ansızın
Kafesinden
Tedirginleşen yürek
Âciliyetin harmanlanmasına

Dürbüne tersten bakan anlayış
Aynaların arkalarında aramakta bahanelerini

Yuvasından uçmuş merhamet
Düğümlerini kırklamış
Galipliğini tarihe kahraman sananlar
Ecdattan söz ederek
Su vermekte
Körüğünde aklınca kızdırdığı çeliğe
Toyluğunun ustalığında

Kısmeti bal küpü sanan sinekler
Yapışıp kaldıklarında umutlarına
Hiç olmazsa tadınca ölümün intiharları
Uykularına ayrıcalık mıdır
Bir daha uyanmama esaretinin gafletinde
Hiç söylemedi saklı tuttuğu
İri paylardan doymazlığını

Çokça kurbanlardan derledikleri birikimi
Ömrüne reçete yazdırdı doktorlarına
Geçemedi beklediği ölümsüzlük boğazlarından
Sonsuzlaştıramadı yaşamı

Dereler çok sular taşıdı
Köprüler seyirci kalırken
Göller el değiştirdi birikiminin
Akıntısına uyarak
Denizler deniz çöller damlaya hasret.