Bir zamanlar deniz vardı bu şehirde,
Martılar özgürdü, rüzgâr sahici,
Şimdi göğe bakınca cam duvarlar,
Önümüzde turnikeler, arkada suskunluk.
Denizi sattılar,
Metrekare metrekare bölüp,
Önce beton döktüler üzerine,
Sonra "özel mülktür" dediler.
Aşık olmak için ufuk lazım,
Ufku görmek için göz,
Ama gözlerimizi reklam panoları kapattı,
Aşkı ise banka kredilerine böldüler.
Sokak lambalarının altında yoksul hayaller,
Bir simit kokusunda eski İstanbul,
Ve bir çocuğun dilinde sorular:
"Baba, deniz nereye gitti?"
Kimse cevap vermedi,
Çünkü herkes susunca şehir büyür,
Büyür ama güzelleşmez,
Ve biz her gün biraz daha küçülürüz içinde.
Kayıt Tarihi : 3.2.2025 20:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevdiğiyle sahile gider, martılara simit atardı. Sevdiğine, "Özgürlük budur!" derdi. Yıllar geçti, şehir büyüdü. Beton duvarlar yükseldi, sahile “özel mülk” tabelaları dikildi. Bir gün eski yoldan geçti, deniz yoktu. Yanından bir çocuk geçti, babasına sordu: “Baba, deniz nereye gitti?” Babası sustu. Herkes gibi.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!