Denize düşer mi yalnızlıklar
hangi balık sarılır bana
ahtapotun kolları sıkar mı düşlerimi
kader dediğin nedir
sessizliğe susamış çöl kumlarından öte
Utkum
varabilmekmiş
savurgan geçmişime
dalgalara takılı kalır
teknemin fora edilmiş dev yelkenleri
güneş kızıl doğar ufkumdan
bir martı kanat çırpar
ve bir kaplumbağa yumurtasını bırakır
derinleşen gözlerime
koşarcasına gelen rüzgardaki
mistik bir sesle uyanır gün
güneşin kızıllaştığı saatlerde
gözlerime bırakılan yumurtalardan
doğan binlerce kaplumbağa
bedenimde izler bırakarak karıştılar denize
asırlarca yol oldu belkide
kaplumbağa yaşamlarına
tuzlu suya batmış tenim
kalbim bir hıçkırık silsilesine tutulmuş
olarak
kapıldı med cezirlere
ay doğdu geceye
ağaçlar eğildi
su içmek için damarlarımdan.
susayan geceye yol aldım karanlıkları aydınlatan dolunayla
gece dair oldu ellerimin arasından kollarıma sızan iyotlu suya
parıldadı bir yakamoz edasıyla tenim
katılmak için son gidişine
o en son kaplumbağanın
Kayıt Tarihi : 21.1.2003 14:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!