ebem kuşağının altından geçen denizcinin
yorgundu bedeni...
sabanın dinginliğinde gözlerini yumup,
yanlızca huzuru diledi..
dokuz zilli köçek gibi oynaşan dalgalarla
kadınıymış gibi sevişti yıllarca..
ve çok kereler,
gecenin zencisiyle restleşti!
soluklandığı sevgi adalarında
teselli aradığı dudaklar
yüreğindekopan fırtınalarda
sığındığı limanlar,
mutlu kılmıyordu artık onu..
asil mavisinin yokluğunu yaşıyordu
bir uçtan bir uca...
arzuladıkça bedeni o'nu,
hızını alamayan çağlayana dönüşüyordu adeta..
tüm denizlerin en hırçın dalgasıydı şimdi..
mavi gözlü ülkesinin, kentlerini keşfetmek
okyanusun yosununu taşıyan geceler yerine
kekik kokulu sabahlara uyanmak istiyordu onunla..
seyir defterinin arasında kuruttuğu yakomozları
hediye etti,asil mavisinin gözlerine..
onlar ki ışığı olmalıydı geleceğine..
bir zamanlar savaştığı,
şaha kalkan rüzgarları saldı saçlarına...
buğday tarlalarının başakları gibi
baktı, tutkuyla salınışlarına....
sonraaa....
bohçası çözülmemiş
hüzünlerini attı batıklara,
ve,
demir aldı,
mutluluğu resmettiği
asil mavisinin yanına...
Kayıt Tarihi : 23.6.2009 09:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
simsiyahım hala
biraz trenim ben de
her yol maviye çıkmaz yanılıyorsun!
TÜM YORUMLAR (3)