Uzun bir soluğun derin işleyen acısı ciğerlerimde
Yorulmuş bedenim savaş esiri
Harabe yüreğim yokluğunda
Gidenin özlemi evimde
Acılarım demliğimde dem tutmakta
Utanmadım severken seni yargılamadım
Kucakladım acılarını hasretlerini bırakmadım
Dinledim çığlıklarını kulaklarımı kapatmadım
İnandım tutamayacağın sözlere
Bekledim gelemeyeceğin yollarda
Sevdanın aksi vurmuş camına
Hüzün perdelerini çekmiş gözlerin
Gidelim dercesine baktığın kadın
Yolunu kaybetmeye mahkum sevdiğim
Bir tebessümlük kandırışların ardında
Ben esaretin zincirlerini doğarken kırdım
Ruhum özgürlüğün tadında demleniyor
Hayat herzaman tek kişilik bir oyundur
Kendi başına oynadığında inanıyorsan yada kapılıyorsan
Seyircilerini kandırman kolay olur
Sınav sorularını hayat hazırlamıyor kendin hazırlıyorsun
Yanlış yerde demirleyip beklemiş gönlüm
Boşuna ızdıraba yenilmiş ömrüm
Unuttu sandığım günlerim yarın
Bırakıp gitmeye yeminli tanrım
Ayrılık hiç yoktan bahara düştü
Mevsimi gelmeden yaprağım döktü
Kanamaya başladı yaralarımdan sevdalarım
Kapanmaya hasret kabuksuz hüzünlerim
Denizlerin tuzu değdi sözlerime acıttı
Kokusuz renksiz bir yaşam aralandı
Tenim yanmaya başladı hissiz ateşlerde
Korkuyorum sevmelerden sevmelerin tadı kalmamış
Korkuyorum gitmelerden gidenin ardından ağlayan kalmamış
Şiirlerin tadı şarkıların adı kalmamış
Bıçak sırtı düştü düşecek mutluluklar
Kucaklamanın sıcaklığı ağlamanın gerçeği
Yanımdayken yok olduğun asi dalışların
Konuşurken bana küskün bakışların
Seviyorum derken yükselen sevmiyorların
Yitirdiğim sen ve ben
Yok olmadan sen kayboluyorum ben
Bundan sonra
Acının açık adresi olmuşum
Kapım her çalana açık
Perdelerim herzaman örtük
Işıklarım karanlık
Daimi misafirim hüzün
Kalbimi ittiğinde bittim bittiğimde ise sen gittin
Kayarken zeminimi çizdin çizdiğin zemini yittim
Basamakta telaşlı ayak seslerin
Penceremde korkunç esaretin
Tövbeyle karışık ama birazda yılışık yalvarışın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!