ey sesi sulardan geçen denizci
yemin bir sırdır
şaraptan durudur kara düşerken yıldız
ölüverir gün doğarken gölgeler
uygarlığın belirtisiyse de
yalnızca sayfalarda durur akılcı düzen
gökyüzü dolar evlere
yüzüne takılınca çocuksu canlılık
mitosun kopmaz doğayla bağı
bitmez hiç altın postun aranışı
utanç duymaz haklıysa öfke
kim bilir şimdi hangi tepededir
bulut toplayıcısı
bu halat bu düğüm
sihri nerededir çözümü nerede
meşe ağacı hışırtısındadır
tüm keramet
oysa
karşı konulmaz bir kalkanı olmadı
belli ki eskilere kaldı
derinlikler yasasının kuralları
üzüntü ırmağına karışan
ağlayış ırmağına sordum
karşı kıyıya varmak için
önce unutuş ırmağı aşılmalıydı
düşler insanlara varır yalnız
bitmez bu ses bu seslenişin enkazı
Kayıt Tarihi : 12.8.2016 19:41:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mediha İstanbullu](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/08/12/deniz-mizikacilari.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!