Deniz Kıyısı

Ali Bülent Şafaklarağartan
52

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Deniz Kıyısı

I.
ustasın usta
denizden yüksünmek
ve dalgaları kendine küstürmek konusunda..

bencil ve somurtkan akşamlarda,
uzaktan geçen gemilere nanik çekmek
çöken karanlığı gözaltlarına benzetmek;
felaketine alaylı bir ince gülüştür,
ya da Leyla’yı denize düşürüştür
fırtınaya kucak açmış sessizliğin kıyısında..

tebessümün tekmedir bilge orospular karnında,
zordur piç bir yalnızlığı güldürmek
sinirleri parçalanmış kolun parmak uçlarından aşkın tenini hissetmek..
ellerine susan bakire neden varmaz farkına?

II.
bütün seyircileri ıslıklanmış bir hayat sahnesi işte aksadığım yer
deniz ve bayrak dalgalarından geçer
anarşist senfoni başlar bir koldan
kaç koldan kan damlar
giden gemiler bir daha geçmez bu limandan
deniz ıslaklığından usanır bileklerimi tuzlar..
ahh Leyla terleyen bir beden değilsin,
sen denize düştüğünde öfke ile edilen küfür kadar
anadan üryan imge de değilsin bilesin! ..
bir gün bildirgem hınçla fırtınanda patlar
düşer rüzgarlarına küs bayraklar..
şiirin gırtlağında yutkunulmasan
düşer rüzgarlarına küs bayraklar..(!)

III.
hayrete şayandır
gidip gelmek dalgayla deniz arasında..
varsın sencil olsun sabahlar bencil olsun akşamlar
biliyorum gece hakemdir ve nasılsa hükmünü koyar..
gülerek koşarlar bana
dirseklerini ve dizlerini kanatan çocuklar..
gece dediğim saçlarının kokusunu anlatan bir kadındır
temiz yerlerinden bahseder ve susar usulca..
hiç sorma;
fırtınaya sakladığım adındır
ve patlaması yakındır...
-ya sonra?

IV.
bir sırrı kendinden saklamayı bilir misin?
ya sır tutar büyür adamı yer
ya adam sinirinden tutar bıyığını yer..
peki gece ne zaman sırrının sınırından sızar
ahh Leyla elin elime değer, elim bıyığıma gider..
budadığım kolumdan düşüyor kanayan yapraklar..
şiirin boğazına Eylül gibi takıldın diye
düşleri ve dişleri çürüyen çocuklar
birazdan şehrin akşamını yakacaklar..
sabah üzerimi açacak ayaza kesilmişliğimden utanacağım
gece gövdemi saracak yaprakları kanatacağım..
sır kısır bir döngüyü anlatır
ahh Leyla ben bıyığımla dişlerimden başka
nereye nasıl sığacağım?

V.
dur! ..
tuttuğumuz sırda bir kusur var,
çünkü susarak suçluyorsun ve avuçluyorsun susuzluğumu
çünkü şiir yutkunuyor ve suçlarını umursuyor..
haklı bir isyan, bırak şehri denizi bile yakar,
fakat sen saçlarından kokuyorsun ve susuyorsun
ve karanlığından tütsüleyerek koparıyorsun bir uzvumu...
ahh Leyla! .. sessizce kuyuma kan kusuyorsun..
denize dalga olamadım biliyorum
tutunamadım..ilk fırtına da sırtından atılıyorum;
kızma bana ve yüzüme vurma yurtsuzluğumu..
Leyla susma n`olur
bilirsin beni kan tutar..

VI.
kendi denizine gözlerini diker Antiokhus
aşklarının şehvetinden utanmaz
gururla kanayan dudaklarını yıkar Cleopatra
ve sağırlaşarak sığınır karanlığına Tarsus! ..
sende uyuyor musun
karanlığa dalma ve şimdilik uyuma
bilirsin çıldırmış bir siyahtır Tarsus uslanmaz…
kentimiz ve kaderimiz
kederlerinden b/ağlanıyorlar şaşmıyor musun bu uyuma?
hepimiz ya da sadece senle ben harabeyiz
ve sanki kendi bedenimiz üzerine bina edilmiş kentimiz..
yanarken ırgatların ellerinden Çukurova
ekşi ekşi terleyip ağır ağır sabrediyoruz
ne tuhaf, bizde onurla
ak mintanlarımızın yakasını kirletiyoruz..
ve küfrederek küsmüş kentimize denizimiz
bir sebep söylesene Leyla
bize ne oldu da, aşkımızın yakasını çekiştirmişiz?
-gözleri tarihin ahına tutulmuş deliler
bu şehri söverek severler ve sırrı bilirler..
bizde geçmişin sırrına sırtından tutunmuşuz
kendi denizimizden çekilmişiz..
bilinmez kirlenen mintan mıdır harabe şehir midir kader
burada sırf bu yüzden
kişi sevdiğine küfreder!

VII.

çekilen denizin kıyısında bıyıkları dökülen usta
ve aklında ağrıyan bir dişi(!) ..
der ki; 'n`olur Leyla kaybolma fırtınada'
sonra küfrediyor ve anıyor bu kıyıdan çekilişi..
bilir ki şehre uslanmaz çocuklar da girecek
dönecek ağrı bir yangına,
şairde kıyıdan ateşe çekilecek
sırtında Leyla`nın simsiyah çürüyen düşleri..

Ali Bülent Şafaklarağartan
Kayıt Tarihi : 28.9.2007 18:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Var ama sır gibi bir şey..

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hasan Tan
    Hasan Tan

    Kim anlar ki seni.

    Hiç bir zaman anlamamıştır bizi ..gül.

    :)

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    şu şiirlere ikide bir anlamadım.. bu adam ne anlatıyor yahu diyenler acaba sık sık şiirine yer verdikleri ustalarının şu şiirinde ne demek istediğini sezebiliyorlar mı acaba? merak ediyorum doğrusu..

    anlamak yok çocuğum , anlar gibi olmak var
    akıl için son çare, saçı başı yolmak var

    necip fazıl

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    ''Anlatma ve anlaşılma gibi bir dertleri'', böyle bir lüksleri yoktur gerçek şiirlerin..şiir içimizdeki alacakaranlıktan yani belli belirsizlikten doğar...şiir anlatım öncesi bir alandır..anlamın, henüz işaretlere ve seslere dönüşmeden yani iletişim öncesi bir alandan doğar..iletişimsel bir görünüm kazanabilmek için kullandığı tüm semboller, harfler, sesler, kokular, rüyalar yani döküldüğü kalıpta ne varsa onu beğenmez şiir...oluştuğu her şeye dudak büker..oluşmadan önceki haline yeniden özlem çekmeye başlar..alem i ervah a özlemdir şiir..kalu bela sözünü verdiğimiz yere özlemdir..

    Bazı efendiler bu yüzden işte hikaye anlatıyor burada.. ''storyteller'' dir bunlar ecnebi tabirle..kurusıkı konuşanlar hikaye masal anlatanlar anlamında ...hakikatı bilmeyip palavra savuranlar demek bu ecnebi kelimenin bir anlamı da..narratör diyeceğim bunlar için..gerizekalı saydıkları okuyucuyu eğitmek öğretmek ve hatta gözboyayıp kandırmak için yapıldığını zannederler sanatın...sanat her şeyden önce ve aslında sadece şaire gelen bir ilhamdır..sanat anlamaktan anlatmaya vakit bulamayanların işidir..propagandistlerin, esnaf ağzıyla işportacı esnafının işi değildir..

    şeyh galibin işidir mesela...ervah nedir gerçekten bilenlerin işidir..yoksa ispirtizmacıların değil...

    Gören sanır ki safâdân semâ-ı râh ederim.
    Döner döner bakarım kûy-i yâre âh ederim

    Şeyh Galib

    Cevap Yaz
  • Meneviş Köylü
    Meneviş Köylü

    Tarihten imge çalmış da güya, bize, Leyla ile Sezar, Kleopatra ile Mecnun masalı anlatan yazı dizini.

    bence, bizim GÜNEY DOĞU ANADOLU BÖLGESİ bu sayfada duran bunalımlı yazıya kocaman bir 'NANİK' çeker.

    Saygılar,

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra

    Bu tür şiirler uzun uzun çok şey anlatmış gibi yapıyorlar,aslında hiçbirşey anlatmıyorlar.Anlatma ve anlaşılma gibi bir dertleri yok vesselam.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (29)

Ali Bülent Şafaklarağartan