Ansızın
kimsem’e haber veremeden
işime, gücüme rapor edemeden
uykumun ortasında biçare
kaçırılıp götürülsem gözlerim bağlı
bilmediğim, kokusunu önceden duymadığım
ıslaklığına dokunmadığım
rüzgarını daha önce içime çekmediğim
denizleri dalgalı bir adadaki
o görkemli “deniz feneri”ne
kapısı kapkalın çelikten
ortasında bir pencere
tavanı çok yüksek
“hapishane usulü”...
bir yatak, bir masa, bir lamba
ve bir bilgisayar...
3 öğün kapı altından
kimin bırakmadığını bilmediğim yemekler
fonda istemim dışı çalan müzikler...
bir “saatim” bile olmadan
sürekli yazmak zorunda bırakılsam
ve başka hiçbir şey yapmasam...
belki arasıra bir-iki eposta yeter
varlığımı bildirmeye
-sadece yazılarımdan bilsinler beni- diye
o kadar...
keşke...
keşke...
(Şubat 2006)
Ömer DalmanKayıt Tarihi : 7.2.2006 13:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ömer Dalman](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/02/07/deniz-feneri-33.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)