Ne denizler ne balıklar
Ne de yakamoz oyalı kayıklar
Bir daha tanık olmayacak
Kuyruk acısı sandıkları acılarıma.
Sen de güzelim sen de anlayamadın
Nasıl bir sevdanın burgacında bukağı
Aşkın kıvranmalarında derin bir sancı
Tarifi imkansız duygu anaforlarında savruluşlar.
İntikam ateşiydi gurur sandığın
Dışa vurumu bedenindeki yangın
Susmuyordu bendeki yankısı gibi
Kasırgaya döndü hasret fırtınaların .
Yelkenlerimizin iplerini kesenler uyandı
Böyle bir sevdaya kıymanın telaşında
Umutlarımızı doğrayanlar bile yandı.
Gömüldüğün sessizlik sanma anlamsız
Dağlara vuran çığlığında ovalar yankısız.
Kendi savunman sandığın minik yalanların
Yalnız seni kandırır geçici oyalanmaların.
Zaman her şeyin ilacı olsaydı her sevda da
Bunca şiir bunca şarkı doğar mıydı ebesiz
Dev gibi aşklar koskocaman sevdalar
Taş gibi adamlar ölür müydü sebepsiz.
Acı çaresizlikle apansız kucaklaştığında
Ağlanır mıydı çare olamayacak omuz başında
Neye kandın inandıysan zaafına aldandıysan.
Dost sandıklarının yanlarına uzandıysan
Dönemedin yüreğinin gizemli odalarına
Cennetimizin ortasında sende yandıysan
Havva bir elmaya sen bin yalana inandın
İntikam yeminin vardı intikamını aldın
Hepsini silip attım yüreğimin içinden
Beynim almadı yalanlara nasıl aldandın
Sevdiğini sanmıştım gözlerine baktıkça
Gözlerinden yüreğime çağlayanlar aktıkça
Biliyorum gönlüme elbette bu son seferin
Gözlerine yalanı da öğretmişsin sana aferin...
10 Eylül 2011
Şeref Öztürk UstaKayıt Tarihi : 29.12.2011 12:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!