Akdeniz Bölgesi’nin bu güzel sahil kentinde ikinci günüydü dostumuzun. Adam hem tatil yapıp stres atıyor, hem de huzur içinde hayatını yaşıyordu.
Evinde kaldığı bayan arkadaşı ona ömrünce tatmadığı, yaşamadığı birçok güzelliği, içine sindire sindire yaşatıyor, kendide yaşıyordu. İki tarafta memnundu hayatından. Bir gün, bir gecede bağlanmışlardı birbirlerine…
Bugün ikinci gündü. Bayan onu özel bir sahile götürmüştü. Özel bir mülktü burası… Kocası ile her yıl buraya gelip, bu özel mülk içindeki şirin iki katlı evi kiralayıp 15 – 20 gün kalır, tatil yaparlardı. Özel mülk olduğu için sahil kıyısı da özeldi ve hiçbir yabancı olmazdı. Yanlıca orayı kiralayanlar olurdu. Onun için de, o ikisinden başka o sahil evinde kimsecikler yoktu.
Sabah gelmişlerdi buraya. Bayan özel aracını kullanıp getirmişti onu. Öğlen yaklaşıyordu. Hava çok güzeldi. Sıcaktı ama hafifte bir rüzgâr vardı. Tatlı bir meltem esintisi insanın yüzünü yalarcasına okşuyordu… Sahilde yaşanacak ender günlerdendi. Bir saate yakın olmuş, evin kumsalında denize girmişlerdi. Deniz eve çok yakındı. Özel bir yolla evden sahile iniliyor, sahilde kayaların arasında, özel bir kumsalda güneşlenme imkânı veriyordu.
Kayalar arasındaki kumsal sadece evden görülebiliyordu. Başka yerlere görüşü kapalıydı. Çok güzel bir sığınma yeri, aşk otağı olarak kullanılabilirdi. Kumu da çok temiz ve de çok güzeldi. Kumsalın kenarına sokulunca, denizin dibi görünüyordu. O derece berrak bir suyu vardı. Bayan arkadaşına seslendi:
_ Ben çıkıyorum artık… Bir saattir suyun içindeyim. Yoruldum. Kumsalda biraz uzanacağım. Güneşlenmek istiyorum, dedi. Adam:
_ Su çok güzel. Ben az daha kalmak istiyorum. Sen keyfine bak. Az sonra ben de gelirim, diye cevapladı. Kadın suyun içinde dineldi. Kumsala doğru yöneldi. Adamsa, yüzmeye devam etti.
Kadın mini külotuyla, bir güzellik ilahesi gibi kumsala çıktı. Sutyeni arkadan bağlı, külotu da yanlardan kurdelalarla düğümlüydü. Kuşakları fiyonk şeklinde bağlanmıştı.
Denizin billur suları vücudundan süzülürken kumsalda yürüdü. Kumsala yakın kayaların arasına sıkıştırdığı örme çantanın içinden büyük bir havlu çıkarıp önce hafifçe kurulandı. Ardından suya yakın bir yere havlusunu kuma sererek boylu boyunca uzandı. O da ileri yaşlarda olmasına rağmen, çok güzel bir vücudu vardı. Ayaklarına deniz suyu vuruyor, dizine kadar ilerliyordu. Havlusu bile yarıya kadar ıslanmıştı. Her dalga gelişte dizlerine kadar ıslanan kadın, su vücuduna değdikçe içi ürperiyor, bir hoş duygular duyuyordu. Başındaki büyükçe, hasırdan yapılmış, güneşten koruyan fotür şapkasının altından ve güneş gözlüklerinin camının arkasından, denizdeki erkek arkadaşını izledi. Bir süre sonra yüzüstü kapanıp, ayaklarını bir parça daha deniz suyuna doğru soktu. Dalgalı deniz suyu şimdi, baldırlarına kadar ıslatıyordu onu…
Adam karşıdan bayan arkadaşına fark ettirmeden süzdü. Kumsalda bir denizkızı güzelliği ile uzandığını gördü. İçi bir hoş oldu. Duyguları yeniden canlandı. O an, ona sahip olmayı içinden geçirdi. Zaten, rüzgâr da biraz artmış, deniz dalgası çoğalmış, büyük dalgalar, köpüklü sularla sahili yalamaya başlamıştı. Kaslarının da biraz ağrımaya başladığını hissetti. Sahile doğru 4–5 metre yüzüp kumsala çıktı. Yavaşça bayan arkadaşının ayakucuna kadar vardı. Bayanda hiç hareket yoktu. Yüzükoyun uzandığı şekilde duruyordu. Sanki uyuyup kalmış gibiydi.
Bir iki adım daha gitti. Bayanın bacakları arasına diz çöktü. Yine bir hareket yoktu bayanda. Bu durumda adam da beline yakın suyun içindeydi artık. Dalga geldikçe ıslanan adam da bayan gibi bir hoş duygular duyup, içi ürperiyordu. Bu tarif edilmez duygular onun iştahını, arzusunu biraz daha çoğaltmıştı.
Adam hafifçe doğrulup, ayağındaki şortu tamamen çıkardı. İçinde kabaran duygular dayanılmaz olmuştu artık… Yine diz çöküp bayanın mayosunun alt kısmının yan tarafındaki bağlı kuşaklardan birini çözdü. Sonra öteki taraftaki kuşağı da çözüp mayonun arkaya gelen büyük parçasını aşağıya doğru kaydırıp, bayanın kalçalarını meydana çıkardı. Daha sonra hafifçe kadına doğru eğilip sırtından bağlı sutyeninin bağlı olan kuşağını da çözdü… İki parça halinde yanlara doğru attı. Şimdi ikisi de çırılçıplaktı. O an bayan adama doğru döndü. Ve ona:
_ Canımın içi hoş geldin dedi. Adamsa:
_ Daha içeri girmedim. Biraz bekle diye, cevap verdi.
Bayanın bacaklarını kendine doğru çekip, onu tamamen kucağına oturttu. İki çılgın vücut dalgaların arasında deniz vuruşları ile kendilerinden geçtiler…
Deniz suları kızarıp mor, mor karardığı zamana kadar bu sahil çılgınlığı devam etti. Gece karanlığı onların yorgun vücudunu o sahil kumlarında yakaladı. Onlar için hayat buydu… İki vücutta boşa geçen yıllarını yaşamaya çalışıyordu…
Kayıt Tarihi : 23.10.2008 23:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!