söyleme dedim:
söylemedin sahiden
birleşen bir karakter
tekleşen okyanus oluverdim sevda suskunluğunda
anlaşılmayı umduğum çevreler
birleşirken yüreklerimize karşı
anladım ki artı ne biz
ne ağaçlar ne kuş
ne de ömrün kendisi sağaltabilir bu yarayı
tenlerimizin iki kişilik cazibesi
dürülmüş şarkılarımızı tozlatırken raflarda
bütün uyumlarımızı kaybettik ard arda
artık letheden su içen iki bahtsız kadar unutkan
biri kör diğeri sağır iki insan gibiyiz
ve sen dünyaya aşkım dedikten sonra
cenneti çöle dönmüş bir mümin gibi
ateşin vazgeçilmez ehliyiz
gittiğin yoldaki bütün yerleşimler
yüreğimde saklayıp beslediğim coğrafyadır
uğradığın şahıslar,köyler,kasabalar
canlanırken gözlerimde birden
benim müsveddelerimi,defterlerimi süsler
ömrüm gecikmiş bir zamandır artık yüreğim için
ağlatı değil de nedir yirmi iki yaşın yasını
ve anlarını gecikmiş saymak
üstelik gecikmişliğimle yarattığım suskun ihtilali
ulaklar duyurmak istemedi
ben de aşkıma referans olmasını istedim doğadan
dedi doğa: her gerçekçi şahsın peşinde
hep bir şair gezinir, gezinmeli
ıspatlamalıyım çünkü
o öldürürücü kendiliğindeliği...
çok sade bir yaşamız şimdi
biz,ikimiz,hepimiz
ölümü bunca sakin beklemek
sadece kabile geleneği
trajik ortadoğu filmlerinin ıslak metrajlarında
ne acı ki artık
bize de bir yer var idi
susmuş,gitmiş,yitmiş birisin sen gülüm! gülüm!
bu çığlık beni film setinden çekip alabilirdi.
ama bunu çığırmak için gereken zamanı
yıllardır her ikindi damınıza yağan
arabesk yağmurlar aldı
özlemin sirus rengiyle
özgeliğe mazhar olan hasret
kilimin desenindeki suskun tavırla dosttur
ve bekleyiş ile mesafeyi birleştiren
geleneğin yardımıyla yürüyor isyan.
bu dengeyle yaşıyorum unutma...
(1994-1996 Burdur)
Mehmet Şerif EkiciKayıt Tarihi : 2.5.2012 13:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!