odanın duvarları çürük boya kokuyordu,sarı ışık yayan ampulün etrafını sivrisinekler sarmıştı.
soluk benizli bir kızın tenini andıran bir tonda idi tek gözlü pencerenin perdesi.
hiç bir masa örtüsü bu kadar sigara deliği görmemişti.
o gece masanın başında oturuyordu elinde külü düşmekte olan sigara ile.
hayal ürünü bir poz veriyordu.
diğer elinde ucu jiletle açılmış kurşun bir kalem tutturdu. uzun düşünür kısa yazar ve çok fazla sigara içerdi. kalemin kağıdın üzerinde gezinirken çıkardığı her seste derin bir yudum çekerdi içine.
deli gibi kelime akardı kağıda.
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,