Ya iflas ederse teveccüh. Kansız bir işgalin ortasında kalırsa sesim. Ya susarsam. Belki akidelerin tükendiği yerde taassup ve tevazu lehine açılırsa davalar. Kaybederse her zaman kaybetmeye yetim insanlar. Tarihlere bölünen çağlar arasında ilkellik ve medeniyet tartışmalarına nokta koyma kudretine sahip bir millet olma çabası veren üç beş adam! . Sürgünlerin arasından şahlanan yürekler. Kıblegaha yönelmeye soğumuş töreler. Eline bir kavramını tutamayanların ikili meşvereti.
Boynu bükük bir davanın hiç solmayan gülleri. Ümmet gibi...
Nerdesin Ey Nebi! ...
Koca bir orman arasında yanıp kül olmuş muhataplığımıza şefaat gönder. Secdeye varmayı unutmuş alınların gölgesinde solmuş benizlerimize ışık ver. Ver ki tek olan ölümü güzel kılan Mevla’m huzurunda yüzümüz ak, umutlar berrrak.
Nerdesin Ey Ömer! Adalet kılıcının yadelinden buram buram türküler besleyen Ey Yunus! Nerdesin ruhaniyetini hakka teslim eyleyip meydanlada zikreden Ümmet! Nerdesin Ey Ben? ...
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Kainatın yaradılış sebebi sevgidir elbet.
Sevmek riyasız, hilafsız sevebilmek çıkarsız.
Yaratılanı Yaratan'dan ötürü sevebilmek erdemdir
Nefis denen bir belayla bilmem ki nasıl baş edem....B.B.
Sevgili Mustafa Kardeşim
Gönül sesinizi iki kez okudum. Arayış, istek ve özlemlerimiz; Yüreklerimizin yangınlarıdır, yozlaşmanın getirdiği yangınlardır. Aranan elbet o adalet ki herkese lazım olandır.
Nefis denen bela maddiyatın esaretine çekmiştir gönülleri, yanan yüreklerin yanmaları ondandır. Bir çocuk saflığı yitirilmiş Yaradan'a kulluktan öte nefse esaret başlamış ve alevinde yanmalardır huzurdan yoksunluk. Yetim hakkı gözetmek, kul hakkı gözetmek hele hele Devlet malını gözetmek unutulmuş, maddiyata ulaşmak adına her hak mubah kabul edilir duruma gelmiştir. Mevki ve makamlarda olmak uğruna har türlü haksızlıklar mubah olmuştur. Belirtiginiz gibi teveccüh maalesef iflas etmiştir.
Güzel dinimiz bile bu çıkarlara alet edilmiştir. Yüreklerde yapmacık sevgi çiçekleri yetiştirmiş, kokmadığından şikayet eder haldeyiz. Bir güle aşık olmak için seyretmek yetmez, asıl aşık olunacak şey kokusudur...
Tevazudan mahrum koymuşuz yürekleri,
kibrin esaretinde secdeye gitse başlar ne çıkar
kararan yürekleri, bilmem hangi hamam paklar
saklar ise bir tek, inan kara toprak saklar...
Sevgili Kardeşim güzel bir yüreğin muhasebesi ve arayışlarıydı. Haklı tespit ve yerinde serzenişiydi...
Selam ve Saygılarımla...++
Nerdesin Ey Ömer! Adalet kılıcının yadelinden buram buram türküler besleyen Ey Yunus! Nerdesin ruhaniyetini hakka teslim eyleyip meydanlada zikreden Ümmet! Nerdesin Ey Ben? ...
...
anlamlı
akıcı
öğretici...
Her geçen gün, bir önceki günü aratıyor ne yazık ki...Gelecek günler azaldıkça da kişi doğal olarak manevi değerlere daha fazla sarılıyor.
Denemeniz için kaleminiz kutluyorum sayın Mustafa Çetinkaya...
sade düzgün bir anlatım güzel bir çalışma olmuş. kutluyorum tam puan + antoloji diyor selamlıyorum sizi ve güzel çalışmanızı..
Sn. Mustafa Çelebi Çetinkaya Bey,
Yazınızı iki kez okudum. Düşünüyorum!.. Neyi ne kadar anladığımı düşünüyorum!.. Anlamadan, ( elbette bir kısmı tarafımdan anlaşılmıştır) ama özde varolanı anlamadan bir şeyler yazmaya kalkarsam, hem bana ve hemde sana haksızlık edeceğimden korkuyorum. İnsanlar içsel duygularıyla, mistik ritüelleriyle kendi benliklerine sahip oldukları kadar kişisel bilinçlerini elbette daha çok aydınlatmış olacaklardır. Mistik bir düşünceyi irdelerken, Tanrısal gücün yarattığı insanın mutlu olmasını da düşünmüş olduğunu, onu sayısız dünya nimetleriyle ödüllendirdiğini biliyorum. Hangi inanca sahip olurlarsa olsunlar, şu dünyadaki insanlar ellerini yukarı açarak kendi tanrılarına yakarıda bulunduklarında hepimizin tanrısı ( Allah adına ) bunu yapıyorlar. İnsanoğlunun birliteliği hepsini aynı tanrının yaratmış olmasından kaynaklanıyor. Sizinle benim hiç bir farlkım olmadığı kadar, dünyada yaşayan insanların da Allah adına birbirlerinden hiç bir farkı yoktur. Onlar kutsal kılınrak bu dünyada varedilmişler, saygın kılınarak belirli değerlere sahip olmuşlardır. Dikkat edilecek olursa, ikimizin de birlikteliği, insan oluşu, farklı yazı dilini kullanmış olmamızla bizleri birbirimizden uzaklaştırmıyor. Önemli olan, anlamak ve hissederek, duyumsayarak, değer bilerek, saygı göstererek anlamaktır. Kutluyorum. Tam puna + Antolojimde başarılar, sevgiler.
Nerdesin çocukluk günlerimi renkten renge boyayan heyecan...?
yüreğine sağlık dost kalem
Çamurdan can oldum; Kul’um Rab tanığıyım...
imdatların arasında kaldı kansız bir işgal.
Güzel bir yazı okudum. Elinize yüreğinize sağlık.
'Aklı maddeye köle olmuş,serüvenler arasında kendine kılıf arayan yüreğim. Hani senle bir söz vermiştik ervahı ulviyette.'
*
Çok güzel bir yazı.
Nedamet ve hidayet. Bulana ne mutlu.
Kutlarım.
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta