Satürn'ün Kuşağı
Dün gece yine seni düşündüm. Yine konuk oldun hayallerime. Bu kez fantastik oldu hayallerim biraz. Yasamak istedim tüm güzellikleri, görmek istedim.
El ele dolaştık sonsuzluğunda evrenin. Paraşütsüz, direnerek yer çekimlerine. Yorulduk, oturduk Satürn’ün kuşağına. Elimizde içkimiz, başın omzumda. Ayaklarımızı sallayarak seyrettik tüm cisimleri. Gezegenleri yıldızları, güneşi, ayı. Uğramadığımız yer kalmadı. Marsta hayat yokmuş ya, artık var. Hayat verdik seninle.
Güneş topladık küflenmişlikler için. Yıldız topladık avuçlarımıza, eteklerimize. Kaydırdık, denizde tas kaydırır gibi. İnsanlar yıldız kayıyor diye dilek tuttular.
Yıldızlarla kaydık dünyaya. Soğuk dedin yarım küremiz. İndik en güneye. Mavi okyanus serinliği, cömert güneş, biz ordayız, Avustralya. Seni kangurunun kesesine koydum. O zıpladıkça en güzel dansını ettin. Hızlandıkça korkup bağırdın. Seni izledim gülerek. Kurtardım keseden. Kızdın, yumrukladın göğsümü. Kaçtım, kovaladın, yakalandım sana. Belinden kavrayıp kestim ayaklarını yerden. Döne döne yuvarlanıverdik kızgın kumlarda. Beyaz köpükler oluşturduk yunuslarla. Attılar bizi Asya kıyılarına.
Hasır şapkalı Çinlilerle saklambaç oynadık, sulu pirinç tarlalarında. Bir solukta çıktık Çin seddinin zirvesine. Fillerin sırtında geçtik everesti taç mahale kadar. Kırmızı ışıkta durmayan inekler götürdü bizi flütüyle sepetten yılan çıkaran sihirbazlara. Deve kervanlarıyla geçtik sahranın iz bırakmayan çöllerini. Mumyasını ateşe verdik firavunun piramitlerde. Salımız devrildi Nil'i geçerken. Timsahlar kılavuz oldu bataklıklarda. Balta ve medeniyet görmemiş vahşi doğada yüzümüzü çamurladı yamyamlar. Filler diş, maymunlar muz ikram etti. Sevdiler bizi tüm yırtıcılar, dans ettiler çevremizde.
Uçak oldu kartallar. Penguenler gibi buz üstünde paytak yürüyüşlerden sonra Rio ya indirdiler. Samba yaptık karnavalda esmer kızlarla. Mutluluktan uçarken kızılderililerin ağına düştük. Tüy taktık başımıza yüzümüzü boyayarak. İsim koydular bize uzun mu uzun. Kaktüs manzaralı Çadırlarında kaldık. Las Wegas da şansımızı denedik. Broadway’de eğlendik sabahlara kadar.
Arenada matadorun kızgın boğayı haklamasını seyrettik, çingeneler gibi topuklarımızı yere vurarak. Venedik’te gondol sefası çabuk bitti. Eyfel’den ışık tarlalarını izledik. Kırmızı şarapla süslenmiş, başında kemancısı eksik olmayan masamızdan. Dekolteler içindeyken sen, Fransız şarkılarıyla dans ettik. Bitkin düşünceye dek.
Yorulmadık, yorulmadık. Eskimolarla kardan evler yaptık. Kuğu gölünde fındık kırdık Çaykovski’yle. İstemedik dönmeyi ama döndük işte, zorunluluklarımızdan. Ve hayal bitti. Ben uyandım, sen de uyanıktın.
Hadi yeniden uyuyalım satürn ün kuşağında.
15.1.2002
Rahim TAŞ
Rahim TAŞKayıt Tarihi : 30.12.2003 10:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Rahim TAŞ](https://www.antoloji.com/i/siir/2003/12/30/deneme-saturn-un-kusagi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!