Deneme Oyların Partilere Göre Dağılımı

Rahim TAŞ
132

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Deneme Oyların Partilere Göre Dağılımı

Oyların Partilere Göre Dağılımı

On sekiz yaşını dolduran Ozan’ın doğum günü kutlanıyordu. Sadece Ozan için değil, ailesi içinde yeni bir dönem başlıyordu. Ozan artık reşit olmuş, kendi kararlarını ailesine danışmadan alabilecekti. Ailesi ise Ozan’ın uygulayacağı kararların ne denli uygun olacağı kaygısı taşıyacaktı. Seçimler yaklaşıyordu. Ozan artık oy bile kullanabilecekti. Babası ilk testini yapmaya karar verdi, Ozan’a sordu;
-Oğlum, artık oy da kullanabileceksin, söyle bakalım oyunu vereceğin partiyi belirledin mi?
Ozan hiç oralı olmamış, babasının soruyu tekrarlamasıyla irkildi.
-Aman baba, ne oyu ya, oy falan kullanmayacağım ben.
-Öyle demek oğlum. Bak sen seçmezsen, başkalarının seçtikleri seni yönetir, şikâyet etme hakkın bile olmaz. Hem oy kullanmak vatandaşlık görevidir. Seçmen yaşı on sekize indirildiğinde altı milyon oy kullanacaktı, ama bunların dört milyonu, ya seçme yaşının indirildiğinden haberi yoktu, ya da kullanmadı. Dört milyon seçmen ne demek bilir misin? Bir partiyi meclise taşıyabilir, bir partiyi meclis dışında bırakabilir. Sen onlardan olma.
-İyi de baba, kime vereceğim ki, hepsi bir birinin aynı. Neyse gider başkanı en yakışıklı olana veririm oyumu.
-Oğlum güzellik yarışması değil, ülkeyi, seni, beni, bizi, halkı yönetecekleri seçiyoruz.
-İyi tamam, tamam, sen kime dersen ona veririm, altı üstü bir oy değil mi?
-On sekiz yaşına girdin, kendi kararlarını kendin verecek duruma geldin, neden benim veya bir başkasının yönlendirmelerine uyacaksın ki? Hem partilerin hepsi aynı değil. Üç grup parti var. Biri kitle partileri, biri ilke partileri, diğeri ise hayal partileri, yani ideolojik partiler.
Ozan, babasına anlamış gözlerle bakıyor ve açıklama beklediğini ima ediyordu. Babası Ozan’ı anlıyor ve sözlerine devam ediyordu.
-Kitle partileri, “ne olursan ol gel” partileridir. Her görüşten vatandaşın beklentisini karşılamaya çalışır. Tek politikaları yoktur, kitleye göre her an politika değiştirirler. İlke partilerinin belli ilkeleri vardır, asla değişmez. Seçmenleri de o ilkeleri benimsediğinden asla başka partiye oy vermez. İlke partileri de zaman zaman kitle partisi olmak için değişik politikalar uygularlar, ama biraz yeni seçmen kazansalar da, bu durum ilkelerini benimsemiş olan bazı seçmen kaybına yol açabilmektedir. Hayal partileri dediğim ideolojik partiler ise, bir hedef belirler ve sadece o hedefe yönelik politikalar uygular. Seçmen profilleri daha radikaldir. Uzamazlar da, kısalmazlar da.
Ozan, babasının tanımlamalarına göre mevcut partileri kafasında kategorize ediyordu. Ama oturmayan bir şeyler vardı. Bir süre sessizlik geçmişti ki, babasına sordu:
-Peki baba, o vereceğim partiyi nasıl seçeceğim ben? Kitle partisi mi, İlke partisi mi, Hayal yani ideoloji partisi mi iyi?
Babası, oğlunun gözlerinin içine bakarak, biraz düşünmüş ve tekrar anlatmaya başlamıştı.
-Abraham H. Maslow’u bilirsin değil mi? Hani şu Amerikalı ünlü psikoloji profesörü. Bu adam insan gereksinimlerini fizyolojik, güvenlik, sevgi-ait olma, saygınlık ve kendini gerçekleştirme gereksinimi olarak, ardışık bir sıra düzen içinde beş temel kategoride incelemiştir:
1.Fizyolojik Gereksinimler: Bunlar içerisinde açlık, susuzluk, cinsellik gibi gereksinimler,
2.Güvenlik Gereksinimleri: Bunlar: Kendini koruma; istikrar; güven duyma; korkudan, kaygıdan ve karmaşadan kaçınma; planlama, düzen ve koruyuculuğun devamlılığı gibi gereksinimler
3.Ait Olma ve Sevgi Gereksinimi: Fizyolojik ve güvenlik gereksinmelerinin her ikisinin de oldukça tatmin edilmesi durumunda, ortaya çıkan sevme, sevilme, ait olma gereksinimleri,
4.Saygınlık Gereksinimi: Bunlar dünyanın gözünde güç, başarı, yeterlilik, ustalık ve beceri gösterme güven sağlama arzusu ve ayrıca bağımsızlık ve özgürlük arzusu, saygınlık, statü, şan ve şeref, üstünlük, tanınma, özen, önem, saygınlık, takdir edilme gibi gereksinimler,
5.Kendini Gerçekleştirme Gereksinimi: Bir kişi ne olabiliyor ise onu yapabilmesi ve kendi doğasına sadık kalabilmesine olanak sağlayan gereksinimler,
Siyasi partiler de, insanların bu gereksinimlerinin karşılanmasını sağlamak üzere kurulur ve gerekli önlem ve düzenlemeleri gerçekleştirmek için vatandaştan iktidar yetkisi ister.
Ozan, babasının söylediklerini pek anlamış gibi görünmüyordu. Hangi gereksiniminin karşılanması kendisi için öncelikliydi, onu düşünmeye başlamıştır. Babasına döndü:
-Peki baba, ben şimdi tercihimi nasıl şekillendireceğim, yardımcı olur musun bana?
-Bu çok da zor değil oğlum. Partilerin programlarına, seçim bildirgelerine bak, neleri vaat ediyorlar, neleri ve nasıl gerçekleştireceklerini beyan ediyorlar, bunlara bakarsın, kendi gereksinimlerinden en öncelikli olanlardan başlayarak en çoğunu veya tamamını hangi parti karşılıyorsa tercihini o yönde kullanırsın.
Babası Ozan’a ödev vermişti adeta. Ozan bilgisayarını açıp partilerin seçim bildirgelerini bulup okumaya başlamıştı bile. Açtığı sayfalara bakarak okuduklarını babasıyla paylaşmaya başlar.
-Baba, partilerin seçim bildirgelerindeki farklar iki resim arasındaki yedi farkı bulmak kadar zor. O kadar çok benziyor ki birbirlerine. İsimleri değişik olsa da içerikleri aynı gibi geldi bana. Mesela ekonomik politikalar.
-Evet, oğlum, şu an uygulanan ekonomik programlar, Uluslar arası finans kuruluşlarının uygulamamızı istediği programlardır. Neden uymak zorundayız onlara? Çünkü borç alıyoruz. Onlarda geri ödemeleri garanti altına almak için şartlar ileri sürüyor. Gideri gelirden fazla tutmamak, geliri artırmak, gideri azaltmak için bir takım kısa ve uzun vadeli programları yapmadığımız takdirde borç vermeyeceğini ya da istediğimizden çok daha az vereceklerini söylüyorlar. Tüketiciler kredi almak istediğinde bankalar gelir gider belgesi ister ya, aynen ona benziyor bu durum.
-Borcumuz var mı ki onlara, hani borç verecek hale gelmiştik?
-Devletlerin ekonomik verileri bütçelerinde gösterilir. Aç şimdi bütçe kanununun gider cetvelini. Bak oraya personel giderleri ne kadar, faiz giderleri ne kadar?
Ozan babasının dediğini yapar ve bulduğu rakamları babasına okur.
-Baba, personel giderleri neleri kapsıyor?
-Personel giderleri tüm devlet memurları, işçilerinin aylıkları, aile fertlerinin sağlık ve sosyal güvenlik giderlerini kapsıyor. Yaklaşık 3 milyon memur ve yarısı kadar işçi diyelim. Aile fertlerini de ortalama üç kişi sayalım, kaç milyon insan ediyor sen hesap et. Bir bankadan kredi çekip diğer bankaya olan borcunu kapatırsan bir bankaya olan borcun bitmiş olur, borcun tamamı değil.
Ozan çok şaşırmıştır.
-Baba, faiz giderleri ile personel giderleri hemen hemen aynı. Faizi bir yıllık personel gideri kadar bir miktarı ise borcun aslı ne kadardır? Düşünemiyorum bile. Eğitimle ile ilgili de pek kayda değer fark yok baba.
-Başka ülkelerde sağ hükümet gider sol hükümet gelir, ya da tersi olur, ama değişen sadece yöneticiler olur, sistem asla değişmez, çünkü oturmuştur. Bizde hükümet değişimlerini bırak, aynı hükümetin bakanı bile değişse sistem değişiyor. Eğitim sistemi her yıl ele alınır mı? Deneme tahtası değil ki. Okul sayısını artırmak çözüm değil, okullar öğretim elemanından yoksun ise, nesiller nasıl yetişecek? Sağlıkta da durum farklı değil. Herkesin tüm hastanelere gidebilmesi elbette güzel, ama doktorlar birer ikişer özel muayenelere kaçıyor.
Sosyal haklar ve özgürlükler ile ilgili de yorumlar yaptıktan sonra Ozan babasına sorar;
-İnsanlar öncelikle işim, aşım olacak mı, can, mal ve iş güvenliğim olacak mı, sevilecek miyim, adam yerine koyulacak mıyım, istediğimi yapabilecek miyim diye düşünerek tercihlerini belirlemektedir. Doğru anlamış mıyım baba?
-Evet oğlum, doğru anlamışsın.

Seçim gününe kadar Ozan tüm partilerin seçim bildirgelerini okuyup karşılaştırmış ve tercihini belirlemiş bir halde oyunu kullanmaya gider ve zafer kazanmış komutan edasıyla eve döner. Evde kim kime oy verdiğini sormaz bile. Hane halkı parmaklarındaki mürekkebe bakarak vatandaşlık görevini yerine getirmenin verdiği gururla televizyon karşısında seçim sonuçlarını beklemeye başlarlar. Saat gelmiş, spiker televizyon ekranlarında görüntülenen seçim sonuçlarını okumaya başlamıştı. İlk bilgiler tablonun yine değişmeyeceğinin sinyalini veriyordu. Ozan babasına kendince tabloyu yorumluyordu.
-Baba halkın yarısı iktidar partisini istemiyor.
-Öyle değerlendirme oğlum. O zaman halkın daha büyük bir kısmı ana muhalefet partisini, çok daha fazlası ise diğer muhalefet partilerini istemiyor gibi bir anlam çıkar. İnsanların gereksinimlerinin karşılanma beklentisi belirledi yine tercihleri. Ben öyle düşünüyorum. Buna göre de tüm partilerin bu gereksinimlerin karşılanması, yöntemlerini ve kaynaklarını gözden geçirmeli, halka iyi anlatmalıdır.
Yeniden televizyona döndüler, artık sonuçlar kesinleşmek üzereydi. Toplam sandık sayısı, açılan sandık sayısı, seçmen sayısı, kullanılan oy sayısı, geçerli oy sayısı, oyların partilere göre dağılımı…Babası sitem dolu sözlerle;
-Gene yaklaşık beş milyon seçme oy kullanmamış. Ozan, oğlum getir şu sazımı da ilham geldi, şu oyların partilere göre dağılımı ben söyleyeyim size.
Ozan babasının sazını asılı olduğu duvardan alıp rastgele tellerine dokunarak babasına getirir. Babasının elindeki kâğıda dörtlükleri doldurduğunu görür.

Oyların Partilere Göre Dağılımı

Geride bıraktık yine seçimi
Seçmen oylarını böldü yürüdü
Herkes düşünecek yine geçimi
Haşerat mutfakta öldü yürüdü

Sivas’ta sandığa yansıdı vefa
Urfa’da cekete ettiler cefa
Kimisi seçildi dördüncü defa
Kimi makamında kaldı yürüdü

Kaleyi düşürün dedi iktidar
Düşmezse ederiz bu ülkeyi dar
Çekildi kınından parlak kılıçlar
Kimi kadir kıymet bildi yürüdü

Kimi düzenini çok iyi kurmuş
Kimi sahillerde kıyıya vurmuş
Aydın Muğla İzmir ne de gâvurmuş
Altı ok denize daldı yürüdü

Yurdun ortasının çoğu aklandı
Kuzeyde bir kaç il farklı oklandı
Cereyan kesildi oylar saklandı
Okuldan sandığı çaldı yürüdü

Kimisi topladı tası tarağı
Ustanın yerine geldi çırağı
Adana bekliyor yine durağı
Partiden partiye geldi yürüdü

Seçim bitti ama bitmedi sayım
Hile karışmıştır bu değil payım
Varıp hâkimlere haber salayım
Çöplükler pusula doldu yürüdü

Kazanamayanlar çıkardı olay
Tek oy alanlarla edildi alay
Hesabı tutturmak değilmiş kolay
Kâğıtlara rakam doldu yürüdü

Farklı renk boyandı ülkenin ucu
Sandıkta bozuldu seçim orucu
Güney iktidara attı pabucu
Bir teki çatıda kaldı yürüdü

-Baba ne ara yazdın bunu sen, şiire de siyaseti bulaştırmışsın.
-Yok oğlum, amacım şiire siyaset bulaştırmak değil, siyasete şiir bulaştırmaktır. Belki siyasetimiz de şiir gibi olur.

RAHİM TAŞ

Rahim TAŞ
Kayıt Tarihi : 21.12.2013 15:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Rahim TAŞ