öykülerin peşinden koşmaktayım bu sıralar.
ne ki,okuduğum her öyküyü - ad vermek istemiyorum - eksik buluyorum. oysa hepsi de birbirinden özgün anlatılar bunlar. metinler arasında gezinirken yeni kişilerle tanışıyorum. her birinin yaşama odaklanışı başka; aynı evrenin içinde birbirlerine ‘öteki’ olan insanlara değgin benzer görüntüler bir film şeridi gibi geçiyor sayfalardan.
öteki’nin kimliği netleşmeye başladığı an kırılma noktasına geldiğimi anlıyorum. İşte tam da bu noktada değişiklikler,başkalaşımlar devreye giriyor.daha ileri götürürsem içselleştirdiğim çok değişik durumlar beliriyor. öykünün ne pahasına olursa olsun elimden çıkmasını istemiyorum. sonra eksik taşlar döşeyerek yol yapıyorum bir başka öyküye beni taşıması için.
dolu dolu yüreklerle yazılan bu öyküler de olmasa ne yaparız; hepten eksik kalmalar koyar bana…
bir yaşamı çok parçalara ayırmadan bizlere taşıyan öyküleri el üstünde tutuyorum. yazarın elindeki kalemle kurduğu ana uğraşın anlam coğrafyasını genişletmesi ; o sırada,yüzümüze anlamsızlıkları da vurmasını çok önemsiyorum.
Deniz görmedin ki.
Yum gözlerini zamanı düşün,
Deniz bir gözünde
Kum bir gözündedir.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta