.....Herhangi bir ansiklopediyi açıp insan maddesine baktığımızda biyolojik terimlerle dolu, sanki etten yapılmış ruhsuz bir makine tarifi okuruz.
Buradaki tariflerle kendimizi, iç dünyamızı şöyle bir mukayese ettiğimizde kendi kendimize dudak büküp “hıh” dememek içten bile değildir. Oysa içimizde uçsuz bucaksız bir dünya vardır sanki.
.....Kendi kendimize bir düşünelim. Gözlerimizi hafifçe yumarak hayatımızı çocukluğumuzdan itibaren bir film şeridi gibi gözlerimizin önüne getirelim. Bir sürü hatıra kısa bir anda tek tek canlanıverecektir.
.....Birden, bu kadar olay, bu kadar kısa bir ana nasıl sığdı sizce. Diyelim ki 45 yaşındayız, o koskoca 45 yıl neredeyse 45 saniyeye sığıverir. Zaman ve mekân kavramları aslında ne kadar da izafidir değil mi? …
.....Kendimize “niye yaratıldık acaba” diye bir soru sorsak aklımıza şüphesiz ilk önce Hz. Âdem kıssası geliverir. Evet, Yaratıcımız Meleklere: “Muhakkak ben, yeryüzünde bir halife yaratacağım' demişti.
.....Halife; mülkiyeti kendisine emanet edilmiş olan yeryüzünde iradesini temsil etmek, yeryüzünde buyruklarımı dinletecek, ilahi hükümranlığını gerçekleştirmek görevini ifa ederek, ona sahip çıkacak, bir vâris, bir yönetici, bir vekil ve temsilci... Ne kadar da onurlu bir görevdi bu ve ne kadar da zor bir görev. Ne kutsi bir emanetti ki gerçekten, bu emanet; göklere, yere ve dağlara sunulmuştu da onlar bunu yüklenmekten kaçınmışlar ve ondan korkuya kapılmışlardı. Bu emaneti ancak insan yüklenmişti. Çünkü o insan, insanı kâmil mertebesinde nefsinin kuvvetli zalimi, hak ve hakikatin gayrisinin de cahili idi. Zira emaneti ilahiye; nefsinin isteklerini ayakları altına alabilecek istidada sahip, hakkı bilen ve haktan gayrisinde cahil olan insana yakışırdı.
.....İnsan bu emaneti nazargâhı ilahi olan kalbinde taşır. Zira emanet sahibi olan yaratıcısı “ben ancak kulumun gönlüne sığarım” demiyor muydu? Emanet olarak verilen ise yine Onun adını, nizamını yaşatmak, O’na hakkıyla kulluk etmek değil miydi?
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta