uzun zaman olmuştu, ayrılık şarkıları söylüyordu adam...
hiç sebeb yokken yollar ve mesafeler girdi hayatına...
unutmak kolay değildi....belkide hayata ışık tutan yaşadıklarımız değil mi...o da unutamamıştı sevdiğini bütün sevenler gibi..sevdalılar gibi...
pes etmeden ve hiç bıkmadan giderdi limanlara,istasyonlarda yatar sabahı umudla karşılardı...biliyorum dönecek bana diye geçiriyordu içinden...
gemiler yanaşıyordu limanlara ve adam o kıyamadığı, tek kıymetlisi mendilini sallıyordu delice..acılarını sancılarını..sevdiğini o mendile nakşetmişti rüzgarla beraber..sevgiliden kalan tek şeydi o mendil...bir sabah uyandığında gitmişti sevgili hiç haber vermeden vedalaşmadan..diğer sabahlara hain bir sabahla giriyordu güne...ve içinde yıkımlar gerçekleşiyordu birer birer...ağlamaklı oluyor du ansızın..ruhuna baskınlar geliyordu acılardan...uçurumlar büyüyordu yüreğinde...ölmek istiyordu bütün benliğiyle bitsin yaşam son bulsun istiyordu bütün diğer şeyler gibi...tadı yok ağzımın içtiğim su değil sanki zehir...başka biryerde gezinmekte ruhum diğer yarısını aramakta...kadınsa keşfe çıkmıştı her şeyden habersiz..sıkılmşıtı yaşadıklarından....daralıyordu yüreği gökyüzü üstüne düşmüş gibi...ekmek attığı kuşlardan eser yoktu..kendini arıyordu kimsesiz şehirlerde...tenine yabancı ağmurlar yağıyordu,,yağmur değil sanki ateş yağıyordu semadan...bıkmıştı yalanlardan ve sahte mutluluklardan..yalan gülücüklere tahamül edemiyordu artık yorgun bedeni..yorulmuştu ve son bulsun istiyordu bütün her şey...niye kandırırız ki kendimizi,başkasını kandırıyor sanırken...yaptıklarımız bize dönüyor bumerang gibi...sonra anlıyoruz; kahkahaların bedelini göz yaşlarımızla ödediğimizi.....telafisi olmayan yaraların çiziklerini ellerimizle başlatıyoruz...neye yarar şimdi pişmanlıklar yıkımdan başka...gözlerinde yolculuk yapmak varken sevgilinin..başkasında aramak niye...neyin bedeli bu...
seninle yudumlardım çayımı dumanında huzurum vardı senden bana kalan
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta