Bakkal Gazinin İntikamı
Bir zamanlar evlerin üst üste değil, yan yana yapıldığı, kapıyı açtığında komşusunu görüp selam veren, hal hatır soran, bir birini çaya, kahvaltılara, yemeğe davet eden, tenceresindeki aşını bölen, hastasını kendi hastası, ölüsünü kendi ölüsü gibi bilen insanların yaşadığı bir mahalle varmış. Bu mahallenin muhtarı, her şeyi bilen, danışılan akil adamı, dükkânı adres verilen, herkese veresiye verip ama parasını bazen hiç alamayan, benzen geç alan, ama yine de kimseden bir şey esirgemeyen, çocuklara şekerleri çoğu zaman bedava veren Gazi adında bir bakkalı varmış. Mahalleli hem birbirleriyle hem de Bakkal Gazi ile gül gibi geçinip, mutlu bir şekilde ve birbirlerine destek vererek yaşarlarmış.
Bakkal Gazi bir gün dükkânın önünde sigarasını tellendirirken, çocukların ellerinde bayramda el öperek topladıkları para ile geldiğini görür. Bayram yeni bittiği için, çocukların şekerden bıkmış olacağını düşünmüş ve çocuklara dağıtmak üzere bir kutu sakız almak için içeri girmiş. Dışarı çıktığında çocukların dükkânı geçip gittiğini görmüş ve arkalarından “nereye gidiyorsunuz” diye bağırmış. En arkada kalan zayıf çelimsiz küçük çocuk “aşağıya yeni bir dükkân açılmış, her şey varmış, merak ettik bakmaya gidiyoruz Bakkal amca” demiş. “Kim açmış, sahibini tanıyor musunuz” diye sormuş Bakkal Gazi, çocuk ise “Migiros mu mikrop mu öyle bir şeymiş adı” deyip hızla uzaklaşmış. Bakkal Gazi, “bu da nerden çıktı şimdi, bu mahalleye bir dükkân yetiyordu, başka yer mi yoktu” diye söylene söylene dükkânı kapısını bile kapatmadan çocukların peşlerinden gitmiş. Gitmiş ama ne görsün, Migiros öyle bir dükkân açmış ki, kapıları bile kendi kendine açılıp kapanıyor. Camdan içeri bakıyor, sadece şeker ve sakız yokmuş, domates, sigara, içki, kap kacak, giysi bile varmış. “Herkes kendi kısmetini yer” diyerek dükkânına dönmüş.
Artık mahalleli Bakkal Gazi’nin dükkânına sadece ekmek ve postacının getirdiği mektupları almak için gitmeye başlamışlar. Ay sonlarına doğru paraları bittiği için veresiye almak için de gelenler oluyormuş. Çocuklar ise hiç uğramaz olmuş. Şekerleri raflarda erimiş, sakız kutuları tozlanmış. Bakkal Gazi, büyüklerin Migirosun dükkânına gitmesine pek aldırmıyor ama çocukların ayaklarının dükkânından kesilmesini çok ağırına gidiyormuş. Çünkü Bakkal Gazi çocukları çok severmiş, onlar dükkâna geldiğinde sadece şeker, sakız vermiyor, hikâyeler anlatıp sohbet de ediyormuş. Bakkal Gazi, Migirosu düşündüğünde içi içini yiyormuş ama mahallelisine de güveniyormuş. Kendi kendine “mahalleli hevesini alır gene bana döner” diyormuş. Sonra duyuyor ki, Migirosun yanına Karafır diye biri daha dükkân açmış. Dayanamayıp gidip bakıyor ki, mantar gibi türemişler. Dükkânların adlarını okumayı bırakmış, dalmış Migirosun dükkândan içeri. Bütün çocukları orada görünce, başlamış sağı solu dağıtmaya. Raflarda ne püsgevit, lokum, ne makarna, ne içki bırakmamış, hepsini indirmiş aşağı. Bunu gören Migirosun güvenlik görevlileri Bakkal Gazi’yi yakalayıp dışarı çıkarmışlar. Bakkal Gazi çok güçlü imiş. Vurduğunu deviriyormuş. Migiros baş edemeyeceklerini anlayınca hemen Karafırdan yardım istemiş. Büyük bir haçlı ordusu kurmuşlar adeta. Sağlı sollu tekme tokatlara maruz kalan Bakkal Gazi, mahallelinin kendisine doğru geldiğini görmüş ve onların gelişinden cesaret alarak daha bir coşkuyla haçlı ordusuna saldırmaya başlamış. Mahalleli kavgayı sadece kenardan izliyor bir yandan da telefonlarına kaydediyormuş. Hiç kimse de demiyor ki, bu Bakkal Gazi senelerce bizim kahrımızı çekti, mektuplarımıza adres oldu, düğünlerimizde geline yarım altını Bakkal Gazi taktı. Hiç kimse düşünmüyor ki, yarın ölüsü olanca tabutun altına Bakkal Gazi gelip girecek. Migiros veya Karafır ya da onların haçlı ordusu değil. Veresiye defteri Migiros veya Karafır da yok, sadece kendisinde var. Kimse umursamıyordu bunları, hiç kimse.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta