Aslında unutmamak adına yazılmış minik bir anıdır bu. Yoksa içinde yaşadığım bir Fıkramı demeliyim bilemedim. O gün bunu yaşadığımda, doğallığına ve an içinde gelişmiş olmasına çok gülmüştüm, bu sebeple zaman içinde unutmayayım diye yazmak istedim. Yıllar geçtiğinde bir gün denk gelip okursam şayet, o vakit nasıl gülümseyeceğim diye düşünerek saklayacağım bunları….
Hiçbir planlama yokken, bir arkadaşımın kız arkadaşı ile yaptığı programın ters gitmesi nedeni ile gelişmişti bu kısa yolculuk. Öğlen gibi aramıştı beni ve kısa bir Geziye gideli mi? demişti. Vaktimin çokluğundan olsa gerek, kabul ettim ve akşam saatlerinde ne yaşayacağımızı bilmeksizin yola çıktık. Niyetimiz İğneada’ya gidip, oranın Ormanlarında kısa yürüyüşler yapıp, bir nevi temiz hava alıp, Şehirden an itibarı ile uzaklaşmış olmaktı. Silivrinin Kuzeyinden devam edip Köy yolları içinden geçen harika bir akşam yolculuğu böylece başlamış oldu. İstanbul’un bir Tık ötesine geçince, sanki Brezilya Yağmur Ormanlarında geziniyor hissiyatı ile bakmaya başlamıştık etrafımıza, ne görsek şaşırtıyordu bizi. Geçen Keçi sürüleri, az öte de İneklerini ahıra sokmaya çalışan bir adam gibi detaylara bakarak devam ediyorduk. İnce Orman yollarından geçerken ben Arabanın Farlarını söndürüp, zifiri karanlığa bakınca arkadaşım korkuyordu.
Oysa Yıldızlar üstümüze düşecekmişcesine göz kırptığı anlardı o anlar. Uzun zamandır böyle yollardan geçmemişliğin hasreti ile keyif alarak devam ediyorduk yolumuza. Sadece bir yerde durup bir şeyler yedik, içecek alıp aynı heyecanla yola devam ettik. Otelde kalmayı planlıyordu arkadaşım, oysa benim aklımdan daha özgür şeyler geçiyordu. İstedim ki bir Orman kıyısında arabada yatalım, Yıldızları seyredelim, Şarap içelim ve biraz da olsa Şiir tadında nefes alalım. Derken aklıma hep duyduğum ama hiç gitmenin, görmenin nasip olmadığı Kıyıköy geldi. Uğramayı teklif ettim arkadaşıma, olur dedi ama zaten bizim izlediğimiz Yol güzergahı nedeni ile mutlaka oradan geçeceğimizi de bilmiyorduk. Biz yolun bizde uyandırdığı özgürlük hissi ile devam ederken hiç beklemediğimiz bir anda, birden bire Kıyıköy tabelası ile karşılaştık. Bu kadar erken beklemiyorduk doğrusu ve şaşkınlık ifadesi henüz yüzümüzdeyken Köye giriverdik.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta