Hayatımızdan gereksiz harcamalar yapıyoruz.
Umutlarımızı bakire kızlar gibi, harem ağalarına sunuyoruz.
Tüketilen dostluklar, bitirilen krediler, gedikler açıyor bedenlerimizde.
İnsanlar acılarla bileniyor.Daha iyi kesilip, biçiliyor yürekler.
Dağlanan hayvanlar gibi çırpınıyoruz, kayıtsız kalmaların karşısında.
Gözyaşları sperm olup yeni acılar doğuruyor.
Kaldırımlarda yanlış adımlarla koşarken, bir kez daha erteliyoruz hayatımızı.
Günışığının renklerdirdiği sabun köpüğü sevgililer ardına düşüyoruz.Gökyüzünde kaybolduğunda, yitirilmiş zaman tablalarında söndürüyoruz; ciğerlerimize kadar hissettiğimiz aşkı...
Evrenin sonsuzluğuyla bir tutup ömrümüzü, korkusuz alışkanlıklarımızdan vazgeçemiyoruz...
Bazan güldikeni oluyor güvenler.Bağışlanmayı dilemek, bağışlayana sonsuz değer katıyor.
Yaşamı kolaylaştıracak projelere ''Gizli'' damgası vurarak, paylaşmamaya itilip kakıldık...
Sıkılmadığımızı söylerken bile, birbirimize, boğazımız düğümlendi.Yine de beceremedik doğruları söylemeyi...
Yıldızsız gecelerin sıkıntısı, şafaksız sabahlara uyandırdı.
Masallar ülkesindeki, kırk gün, kırk gece düğünlere özlem duyduk.
Nedense, sonuçta hep ayrılık şiirlerine değdi yüreğimiz.
Platonik sevdalar dolaşıyor kanımızda.
Denerken, acılarında tiryakisi olmuşuz.
Kuşatma altındaki kalelerimizi savunmadan terkediyoruz.
Bir masal kahramanı kadar cesaret gösterip, karşılıksız çekiliyoruz...
Yaşadığımız eski aşklara sığınma ihtiyacı duyarak, bir kez daha acılara kucak açıyor, titreyen ellerimizle sarılıyoruz hayata.
Yavuz TurhanKayıt Tarihi : 3.6.2002 17:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!