Dağların koyaklarında yankılanan seslerin peşine düştüm,
Koşmalar, sonuna kadar……..
Ama toprağın o hoş kokusu öyle bir hal aldı ki bir müddet sonra durakladm… Önce göğe baktım bir süre. derin bir uçurumdaydım adeta. Toprağın damarlarını tuttum ellerimde, su sızmaktaydı soğuk soğuk, içmeye kıyamadım.
Seslerin sahibi bendim beklide bulamadım………suyun sızıntısı kalbimin çarpması ile yan yana geldi, neyin peşinde geçen zaman boş, neyin peşinde geçen zaman kıymetli sorgulamadan ilkyaz çiçeklerinin peşine düştüm, bir çıkabilseydim bu derinliklerden biliyordum artık tutunacağım dalın neye yarayacağını..
Geçen elli yıl ile belkide gelecek kim bilir kaç yılın arasında kalan ben bir daha dönemeyecektim elbet çocukluğa. O halde aranmakta olan şimdi çocukluk değil başka şeydi biliyorum ….Ama nafile yanıyordum yaşayamadıklarıma ve yaşayamayacaklarıma..
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
geçmisle yasanmiyor ki arkadasim....
illede ileri bakmak gerekiyor...
emeginizi kutluyorum
Yaşadıklarımız belli de yaşayacaklarımız belli değil işte . O nedenle hak ediyorsa 'vah' ı geçmiş zaman hakeder. Gelecek zamanı boş yere şimdiden şartlamayalım....
Sevgili Bekir Tolu ..., çoğumuzda var olan geriye dönük vah' çekmeler güzel bir deneme çalışmasına konu olmuş ...
Kutluyorum ...
Güzel bir çalışma daha da zenginleştirilebilir ve genişletilebilir, kutluyorum.Selam ve saygılarımla
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta