Gün sayardık kelebeklerle beraber
salardık vakti gelenleri: el-veda.
Renklerine öykünen serçeler yas tutardı her gidenin ardından
parçalardık heceleri,
çıkmaz olurdu buselerden ses seda.
Gömleği delik deşik diye,
gün ışığında kolunu kırmaya korkardı mendilci çocuk
perdelere yedeklerdi gecesini
dökülen bir bahardan yamalar seçerken yenine, yazgısına kırardı içine attığı tok sesini
kimse fark etmezdi eksilen mendilleri;
düşmeden önce çıplak sokaklara
peşin peşin balçığa sıvardı her hücresini.
O kadardık işte…
Her gece serçeler üşürdü kaldırımlara
ve biz her gece ölürdük soğuyan taşlara.
Yağmurun düştüğü yerden toplardık ayak izlerimizi…
Biz dediysem, öyle çoğul falan değil:
kekeme bir bayram telaşında,
alnımıza sürülen kanın kuru ayazına titrerken dudaklarımız
sefer tasının tok yarısından özlerdik birbirimizi,
kurulurdu karanlık düştüğü yere günün
yönünü kaybetmiş bir hasretle
kendimize bölerdik yine kendimizi.
Kayıt Tarihi : 6.6.2010 12:04:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Pınar Kocabay](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/06/06/den-sonra-4.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!