Cumhuriyetimizin yetmişbeş yıllık mazisi vardır. Parlamenter, sosyal hukuk düzenimiz ha¬la bocalama içinde ise, kökeninde eğitimi aramak gerekir. Demokratik haklan yerinde kullanama¬dığımız dönemler oldu. Çaresini askeri müdahale¬lerde bulduk. Gün geldi parlamentoyu kapattık. Siyasi partileri feshettik. Ama peşinden yine de¬mokrasiden vazgeçmedik. Çünkü demokrasinin insan için vazgeçilmez bir hak olduğunu bilincimize işlemiştir de ondan...
Zaman zaman demokrasimizin kesintiye uğ¬ramasının nedeni ne olabilirdi? Ben bir sosyolog değilim ama yine de bir eğitimci olarak anladı¬ğım kadarını açıklayayım.
'Bir kere devlet başlı başına bir amaç değil, insan olma amaçlarına varabümek için bir araç¬tır diyoruz. însan vazgeçilmez belirli haklara sa¬hiptir. Bu hakları kullanabilmek için statüleri birlikte hazırlar ve uygulanmasını ister. Bu ana¬yasadır. Anayasanın ruhundan yararlanarak ya¬salar, yönetmelikler, tüzükler hazırlanır. Toplu¬mun çoğunluğunu tatmin edecek nitelikte olmalı dır bu kurallar. Demokraside insanın bir takım hak ve sorumlulukları vardır. Bir çizgi halinde herkese çizilmiştir. Bunun dışına kimse çıkamaz. Çıktığı an yasa yakasına yapışır, yapışmalıdır da.
Yapışmaz veya yapılamazsa demokrasi huzursuz olur. Demokrasi bireysel özgürlüğü korur ancak bu özgürlük sınırsız olamaz. Birinin özgürlüğü¬nün başladığı an ötekinin özgürlüğü susmalıdır. Kamu hizmetlerinden yararlanma esası var¬dır. Ancak eşitlik ilkesi esas tutulmalıdır. Demokrasinin nimetlerinden biri de insan aklına inan¬cı temel saymaktır. Parti sistemi içinde kuvvet¬ler ayrımı (yasama, yürütme, yargı) vazgeçilmez sistem olarak görülmelidir. Demokrasinin dayandığı vazgeçilmez değerler eşitlik, adalet, özgür¬lük, akim hakimiyeti, hoşgörü ve insana saygıdır.
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.