Demişler! Şiiri - Mehmet İslami

Mehmet İslami
2467

ŞİİR


18

TAKİPÇİ

Demişler!

DEMİŞLER

Cümüa günleri du âlemdeki
Bayramı; kuluna sunar demişler
Rûyeti: kuluna verdiğinden ki
Allâhü Teâlâ anar demişler

Gülüşenler ağlayanı bilemez
Aç doyurup susuzları sulamaz
Bahtı kara bağlayanla olamaz
Mezaristan ehli şener demişler

“Kâfir olan umutsuzdur” buyurur
Kelâmı kadimle bize duyurur
Said-Şaki, Ehl-i Furkan ayırır
Asalet şüheda Caner demişler

Isâ; Semavattan inince yere
Mehdi ile birleşecek bir kere
Dar edince dünyayı münkirlere
Zevlesini kırar Saner demişler

Arayanlar bulur aradığını
Kel başı tarakla taradığını
Gördün mü bir şeye yaradığını?
Meydanda enikler üner demişler

Malâyani sözler çeker ateşe
Hele birde uyar ise kalleşe
Ne desen faydasız bu canlı leşe
Mevcûdiyetleri zünâr demişler

Kuşların ki: efendisi Baykuştur
İnsana diyor ki huzura koşdur
İnsana duâda gayrısı boştur
Sabr istersen belâ iner demişler

Ömür boyu filizlenir umutlar
Emr alınca rahmet verir bulutlar
Üçlü, beşli, çeşit, çeşit, buutlar
Seyrederken gözde döner demişler

Yüz senedir hak hukuk var denirde
Var denenler asırlardır yenir de
Hak yiyen zalimler dönerler bir de
Haksızlar muhakkak yanar demişler

Sevgide; doğruluk iyilik dehri
Güzel dalgalanır saadet bahri
İstersen dem âdem zikretsin cehri
Muhabbette asıl hüner demişler

Müslümanda müslümana var cebir
Cebir yoksa cihadı ekber nedir?
Beşer kucağı açmıştır kabir
Mürted mizan yok sanar demişler

Aldananlar yalan dünya süsüne
“Vel Basû Badel mevt” onun nesine?
Aklı bağlayanlar midesine
İstikrarsız bunlar döner demişler

Kulak seste gözü yolda olanlar
Allâh için karakola dalanlar
Duysaydınız ne der salda kalanlar?
Amel defterine yanar demişler

Her kemalin bir zevali olacak
Her zevalde kemalâtı bulacak
Her doğan da âkibette ölecek
Hidâyet hicrete biner demişler

Belli ki vade-i ömürü yetti
Nuh’un oğlu kenan tufanda gitti
Ağrı’ya Sefine hediye etti
Yüz; deveyi onar, onar, demişler!

Dünyaya gelenler iki nehirdir
Birinden akan nur birinden kirdir
İnkâr eden müşrik ile münkirdir
Odun-u münâfık pinâr demişler

Müslümanlar cehennemden çıkacak
Malik müşrikleri od’a çakacak
Öldürmeyip cayır, cayır, yakacak
Zakkum içenleri, o nâr demişler

Akıl yaratılmış mahlûk muhakkak
Serveti önüne serilmiş kat kat
Ahde vefa ile olur sadakât
Zehiri içen bal sanar demişler

İman Bâtıni’dir zahiri değil
Kâlbine kulak ver azıcık eğil
Doğru bir tanedir iki olmaz bil
Elastiki olan son er demişler

Âşıklara seyran yeri samanlık
Hakikatin yok olması bir anlık
Hâlbuki hür olmakladır sultanlık
Kırık ayakları onar demişler

Akıl ermez Âdemoğlu işine
Bir taş gelse ağında dişine
Sanki dünya yıkılmıştır başına
Kıyameti koptu sanar demişler

İnsanı severek yarattı Halîk
Kul emri ilahi ediyor ta’lik
Kendi kendisine zulm eder mahlûk
İkaz et sadakat öner demişler

Doğru söz Allâh’ın kitabındadır
Resûlü Kibriya hitabındadır
İdraki meflûçluk bitabındadır
Vasattan öteye, kenar demişler

Allâh’ın mahlûku o kulda bu kul
İslâm şemsiyesi altına sokul
Kurtuluş kervanı kalkmadan takıl
Ateşi harlayana dinar demişler

Hesap bilmeyenin nesebi olmaz
Nesepsiz olanlar hesabı bilmez
İdraki mühürlü olanlar gülmez
Bunların meskeni finar demişler

Ve aleyküm selâm ve rahmetullâh
“Esmai hünsam” der, Selâma Allâh
Güzel kelâmına bin maşeallâh
Sevgiyle dolana toner demişler

Mecnun İlâhi âşk ateşi ile
Yandırdığı için düşmüştür çöle
Mevlâ’nın zikrini alınca dile
Görünmemek için çöner demişler

Gelen gider, konan göçer, bu handan
Mütefekkir; dâvası için candan
Geçer, aileden, dosttan, ihvandan
Parmağını; kana banar demişler

Can emânet kiracıdır, her kulu
Yolcuya; rehberi dosdoğru yolu
İster tipi yağsın isterse dolu
İmanla her ateş söner demişler

Ne olur aldanma gençliğe, yaşa
Bu çağda harcama ömrünü boşa
İster maraba ol istersen paşa
Herkes ameliyle döner demişler

Tatlı söz akrebi delikten alır
Acı söz mücazat olarak kalır
Herkesin ameli önüne gelir
Amele parmağı süner demişler

Kul olduğu için şaşırır beşer
Düzde seyrederken tökezler düşer
Bazan da aşılmaz dağları aşar
Cilvesidir; kulu dener demişler

Enbiyanın cevher olan sözleri
Evliyalar söyleyince, közleri
Söndürerek nurlandırır bizleri
Cennet rayihası siner demişler

Muhabbetin kadehinden içenler
İnsaniyet ene’sinden geçenler
Destur alıp sahifesin açanlar
Nur u ilmi ampül sanar demişler

Yetime, mazluma öksüze, dula
El uzat, sırt dönüp paraya pula
Biçare miskine, fakir, yoksula
Rahm eden tubaya konar demişler

Hariciler katl tuzağı kurunca
Habib’ine haber verdi karınca
Hikmeti imtihanın kararınca
Rütbe-i Şehadet sunar demişler

Gönül köprüsünü kuran Allâh’tır
Köprüde vuslata ermek mubahtır
Kavuşamaz olanlara eyvahtır
Kan akınca yara pınar demişler

Cenneti bakiye şüheda yurdu
Ruhu kemirince saltanat kurdu
Hamza’yı Ali’yi Osman’ı vurdu
Hasanla, Hüseyni, yonar demişler

Takdiri İlâhi Yazar ezelden
Nasibini alır çirkin güzelden
Sararıp hazanda düşen gazelden
Eçhelde âhiret tiner demişler

Ravdada medfundur Resuli zişan
Ebû Bekir Ömer Osman Âli han
On Sekiz Bin Âlemlerdeki sultan
Kevseri içene kanar demişler

Ezanla geldik Salâyla gideriz
Dosta neşe düşmanlara kederiz
Her ne etsek kendimize ederiz
Herkes tüneğinde tüner demişler

Muhabbet iksiri karışan kana
Kara gün dostluğu şifâdır cana
Varılır mı; muhabbetsiz Sultana?
Nesimi’nin deri fener demişler

Edeptendir büyük elini öpmek
Sağırı, körünü, kelini öpmek
Kâlbine tercüman dilini öpmek
Maharet sananlar, kanar demişler

Mevlâ’yı bilirde Merve yi bilmez
Arafat la Mina semtine gelmez
Gözünü kapatan çapağı silmez
Çukuru yat villa sanar demişler

Pirler dergâhında kapıcı olan
Gelse de aldırmaz akreple falan
Her kimin ağzından çıkarsa yalan
Şeytan ensesine biner demişler

Pop yapın, hop yapın, ister top yapın
Biri birinizi kutsayıp tapın
Şeceren meydanda gönyesiz çapın
Sümer, Osman, asla döner demişler

Din’den korkup tumanına i…..yen
Sıcak Ağustosta donup üşüyen
Ensesi kalındır göbek kaşıyan
Mazlumu, mağduru kınar demişler

Akıllıya bir gün deliye hergün
Bayramdır farketmez zindanla, sürgün
Olsa da, o kendi nefsine kırgın
Âşkın iksiriyle yunar demişler

Günâhından nedamete gelmeyen
Lâ diyerek istiğfarı bilmeyen
Ene’sinin ciğerini delmeyen
Siccin deresine iner demişler

Devri daim eyleyen kan içinde
Cirit atar tumanı yok kıçın da
İsmail’e bedel Habil koçunda
Bıçak kesmez, kimde hüner demişler?

Kuldur Beytullah-ı gönül taşıyan
Sâlih olur meleklerle aşiyan
Müreffehtir; incitmeden yaşıyan
Bülbüldür gülüne konar demişler

Atalet yok dinde, ananemizde
Terakki tezahür var olan bizde
Karınca çalışır yokuş da düzde
Emrederse madde yanar demişler

Dün gitti mazidir geriye gelmez
Yarınsa meçhuldür erile bilmez
Hâl bu gündür hesap görüle bilmez
Ayrılır dalından çınar demişler

Rüzgârgülü olan şuaralardan
Seslense de boştur maveralardan
Hikmet işar edip aktan karadan
İşâret vermeyen bunar demişler

Nârı da Nuru da hak ezelden
Çirkinliği ayırmamış güzelden
Miracına adım atmayan tezelden
Külhana da girse donar demişler

Şeytanın ordusu beden içinde
Biliyoruz düşman neden içinde?
Akılları bile güden içinde
Sol omuz başında tüner demişler

Cennet emâneti erkeğin süsü
Hatunlardır, birbirinin örtüsü
Şeytana uyanlar ömür törpüsü
Bıçkı kan akıtan pınar demişler

Zulmette kalana tenvirat lâzîm
Kurtuluşa sebep sabırlı azîm
Hasretlik ateşi gönülde sızım
Yakar imtihandır; dener demişler

Balın kâsesinde verilen ağu
Şimâle varınca dedirtir doğu
Meleke kesbeder gıybeti koğu
Her keser kendine yonar demişler

Yokluğu görmeyen hazırcılarsa
Anaya, babaya muzırcılarsa
Baktığın görmeyen nazırcılarsa
Derede; iblisle yüner demişler

Elbette helâldir miras, ölüm hak
Mirasın helâl mi önce ona bak?
Kurbağalar gibi ederse vak vak
Yorulunca sesi diner demişler

Duanız olmasa Yaratan size
Niye değer versin denmiştir bize?
Fende, teknolojideki mucize
Enbiya dalına konar demişler

Pazar yeri Azrailler mekânı
Ayak basacağın yerleri tanı
Düşmanıyken, dost belleyen şeytanı
Âhir; cehennemde yanar demişler

İman Bâtıni’dir zahiri değil
Kâlbine kulak ver azıcık eğil
Doğru bir tanedir iki olmaz bil
Elastiki olan son er demişler

Müslümanlar cehennemden çıkacak
Malik müşrikleri od’a çakacak
Öldürmeyip cayır, cayır, yakacak
Zakkum içenleri, o nâr demişler

Habil’e kurşunu atan gardaşa!
İSLÂMİ; çukurda yatan kör taşa!
Şeriata kafa tutan şer başa!
Ateş eder biner, biner, demişler!

19 Haziran 2019 Çarşanba
16 Şevval 1440 Erbaa
06 Haziran 1435
Hızır 45

Mehmet İslami
Kayıt Tarihi : 21.6.2019 16:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet İslami