Demirden leblebiler çiğnedim yokluğunda
Şerbet niyetine zehir içtim tozlu raflardan taze indirilmiş hüzün kaplı taslarda
Seni özlediğim her an için kızdım kendime kızmaya hakkım varmış gibi
Paragraflar dolusu küfürler birikti heybemde argo literatürüne giriş yapmaya hazır
Paylaşmadım monofobik hayatımın çoğalmasını istemediğim hücrelerini
Dokunduğum her tende seni aradım öptüğüm her dudakta sarıldığım her bedende
Yokluğun bana çok şey borçlu veresiye yazmaktan yoruldu kalbimde ki pelerinli muhafızlar
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta