demir dağı
ateşi yak demiri ısla beyimiz hazır
irkiliyor sesimden soğuk, nefesim kesik
ipleri yağla giyotini eğele solu darağacını
ergenekon bir efsane, boyalı tekke değil
aklımda ki gökyüzü hep eleğimsağma
hastalık kim der kuşbazlık tutkusu
ecevit elinden güvercin uçuran çocuk
arma üniforma gelinlik kızları mumla ara
kundaklanıyor kader kundakta, çerçevele ömrü
beton duvar mahkeme, kelepçe kol gözlüyor
gen haritamız ayarlanır fişlenen adamlığımızda
korkuluğa sıkışan siren sesi, ensemizde çizik
taşınamaz toz duman kozmik oda kilitli
derin belge sırra kadem, ah de vah de!
kapıyı sırtla taşı topla ekmeği kucakla
griye çalıyor sis, cumulonimbus kalıyor
bin yıl öncesinden gelen dağın adı ergenekon
neticeyi teşkilat, kelepir hurda sanma
başağı sarmala, postadan haberal ivedi
ki; güneş doğuyor dön gel memleketine
…
icazet alınır cumhurumdan yük ağır
çocuk büyüten ocak kurulur otağımızda
asılan, mezarı açılan âdem hep biz miyiz?
İlkay Coşkun
07.03.2013
Kayıt Tarihi : 27.2.2018 11:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!