Alıştım ben yalnızlığa
Hayatın kırık dökük parçalarına
Sevip sevip yanılmaya
Alıştım ben kaybolmaya
Çok gördüm ölüp ölüp dirilenleri
Adını koyamam inan bilemem
Doymadım gönülden nede yürekten
Bir kere günaha girdim ezelden
Kandırdı ağlattı günüm karardı
Gözlerime inanırım umuda sarılırım
Benim için sen herşeydin
Ağlamayı sende öğrendim
Defalarca kırılıp tamir edilmeyi
Bazen tanırdın beni bazen tanımaz
Günün olurdum yarını belli olmayan
Karın olurdum gübre olup tohumlarını tutan
Korkma sevmekten korkma
Anlayamazsın zaman geçer biranda
Yıllar sonra pişman olursun
Sıcacık kucakta son bulamadığına
Aşkı yakalamak güneşe dokunmak kadar zordur
Ayaz vuruyor camlara
Güneş doğmuyor odama
Ölümle yaşam arasında
Gidip gelen bir sevda
Bazen yıldızlar kadar uzakta
Öğrendim hayatın zorluğunu
Yolların hep çıkmazla dolu olduğunu
Hergün bir yıkım yaşanması gerektiğini
Ağlamanın yerinini gülmenin aldığını
Öğrendim her yaranın zamanla kapandığını
En büyük pişmanlıkların bile zamanla son bulunduğunu
Yeniden gelsem dünyaya
Giderdim gözümün görmediği yerlere
Sen beni sevdikçe
Dönüşü olmasada o yerlere
Hiç korkmaz arayıp sormaz
Atardım kendimi dehlizlere
Yalnızlığın gölgesi var hâlâ hayatımda
Yanık bir türkü dolanır dudaklarımın arasında
Senden kalan sadece acıların izleri var
Yol vermiyor kabim seni unutmaya
Aşk değilmi bizi yakan yıkan mahveden
Boşuna yalan söyleme sende sevdin
Sende kalbini bu ateşle dağladın
Yine yolculuk zamanı geldi gittin
Kadere yenik düştük yine ayrıldık
Yolunu beklerim geceleri rüyamda
Sen benim vazgeçemediğim tutkumsun
Öpmeye kıyamam ağlama dayanamam
Sen olmassan bunu yaşamak sayamam
Senin yerine başka birini koyamam
Üzme beni ne olur üzme beni
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!