Demek Ki Ondan Tatsız Güzelim Simitlerim

Japonya dağ, kayalık, çok verimsiz bir yerdi,
Herkes sorardı acep bu Japonlar ne yerdi.

Daracık alanlarda pirinç yetiştirirler,
Bir de deniz var balık tutarlar, getirirler.

Başka bir şeyleri yok adamların yiyecek,
Ne barınakları ne üstlerine giyecek,

O kadar yokluktalar, çaresiz durumdalar,
Bu günkü Afrika'dan daha zor durumdalar.

Bu arada Avrupa gelişmektedir hızla,
Bilim ve teknoloji ilerlemekte fazla,

Pamuğu olmasa da kumaş yapıp satıyor;
Kurmuş makinaları oh keyfine bakıyor!

İmparator illere haber gönderdi dedi:
En zeki çocukları bulun getirin dedi.

Dört yüz civarında genç toplandı başkentine,
İmparator da geldi o toplantı yerine,

Dedi ki yavrularım bakın ne durumdayız;
Bu nüfusa bu ülke... Yetemez durumdayız...

Sizi göndereceğiz, umudumuz tek sizde,
Siz yükselteceksiz bizi geldiğinizde.

Sizleri Avrupa'ya yarın gönderceğiz,
Orada her imkanı her şeyi vereceğiz;

Yeter ki ilm tekniği alın getirin bize,
Hizmetiniz kutsaldır güzelim ülkemize...

İtiraz eden varsa şimdi elin kaldırsın,
Kabul etmeyen varsa şimdi hemen ayrılsın.

Zaten herkes coşkulu, itiraz gelmeyince,
Arada duvar vardır perde gibidir, ince;

Duvarı kaldırın der ve onlara gösterir,
Her kişiye bir kişi, vardır der haber verir!

Bunlar ajanlarınız, sizi takip edecek,
Gölge gibi olacak fakat siz görmeyecek...

Eğer ki başka şeyler yapmaya kalkarsanız,
Ayyaşlık ve serkeşlik peşinde koşarsanız,

Bunlar orada size gerekeni yapacak;
Mezarı bile olmaz ülkemizde yatacak!

Tamam mı, anlaştık mı, dedi ve anlaştılar,
Gözlerinde yaşlar ve ellerinde alkışlar...

Tamamı beş altı yıl sonra firesiz döndü,
İşte o günden sonra ülkenin devri döndü...

Biz de göndermiş idik Avrupa'ya bir zaman,
İlim tahsil etsinler, onlarla aynı zaman.

Bizimkiler serkeşlikten vakit bulamadı,
Bir şey getiremedi faydalı olamadı.

Ağızlarında bir tek hürriyet lafı vardı,
Sanki devlet onların gırtlağa basmışlardı.

Meşrutiyet dediler ve onu da yaptılar,
Padişahlık da neymiş bir kenara attılar,

Daha on yıl geçmeden, bir baktık ki nerdeydik?
Gelişmek şöyle dursun yok olmak üzereydik!

Daha dünkü ilimiz bizi boğmaya kalktı,
Bin yıllık yurdunuzdan bizi koğmaya kalktı...

Bizimkiler karı, kız, peşinde gezinmişler,
Meyhane genelevler... Çöplükte eşinmişler!

Şimdi hala Japonya'nın imparatoru var,
Fakat ülkemiz kadar büyük şirketleri var...

Biz güya özgür olduk, kurtulduk istibdattan,
Fakat ne hale geldik durmadan hırlaşmaktan!

Gazetede okudum haber vardı geçende,
Ne acı buruk hisler bıraktı o gün bende;

Bizim susam lezizmiş japonlar kapıyormuş!
Bize geleni ise Çin'liler yapıyormuş...

Arada beş, altı, kat gelir sağlıyorlarmış,
Çin susamı getirip bize dayıyorlarmış!

Demek ki ondan tatsız güzelim simitlerim,
Padişah olmasın da varsın ben yavan yerim! ...