Demek Hala Birinin Sevgilisisin - Garib Çoban
Rabbiyle anlaşma yapanlar ikaz edilir.
Bir kimsede ihlas yoksa, eyleminde de râhmet yoktur, bereket yoktur.
Bir kimse, en belalı işe dahi ihlas ile kalkışsa, ona orada bir müjde vardır.
Çünkü Allah, yalnız kâlplere bakar.
Türkçe'de "kırk yalan bir büyü yerini tutar" darb-ı meseli vardır.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Gönül bizim değil ki üstünde hükmümüz olsun.
Vermesi de alması da ilahî takdir ile işliyor.
Yoksa bu kadar kara sevdaya düşüp de inleyen ruhlar ellerinde olsa belki hemen unutmayı seçerler.
Sen'den başka kapımız yok vallâhi vesselam.----Hocam final daha çok güzel kutluyorum
Eyyvallah,
tebrik ederim
Engin bey,
kutlarım sizi.
Seyamlar.
"Az, kimi zaman çoktur.
Dünyanın sürüklendiği ahvâlin ortasında.
Biliyorum ki birileri çabalıyor, birileri düşünüyor, hissediyor, duâ ediyor.
Birileri de hiçbir şey yapmasa da inanıyor!..
Büyük yangınlar küçük bir kıvılcımla başlar.
İnanıyorum, beraber sustuklarınız ancak anlar sizi.
Sen'den başka kapımız yok vallâhi vesselam.
Duysalar da anlamak istemiyorlar zaten.
Herkesin duymak istediğini duyup anlamak.
İstediğini anladığı bir dünyada kendini anlatmak.
Gittikçe beyhûde geliyor bana.
Nasılsa herkes her daim haklı çıkmanın derdinde.
Ya da senin susup da konuşma sırasını onlara vermenin.
O sustukların iyice biriktiyse içinde.
Biraz daha susabilirsin!..
Sen'den başka kapımız yok vallâhi vesselam.
Çünkü duymayacaklar.
Sevilen sevilmesini nimet bilmelidir.
Verilen gönlün geri çekilmesi güçtür.
Kime veya neye verdiğinize dikkat ediniz.
Çekerken hırpalanır.
Ya Semi ya Basir de şems vakti sende gizli güzel esmaları, sende sana teheccüt vakti gösterecek kalender birini bul!..
Sen'den başka kapımız yok vallâhi vesselam.
Gönül bizim değil ki üstünde hükmümüz olsun.
Vermesi de alması da ilahî takdir ile işliyor.
Yoksa bu kadar kara sevdaya düşüp de inleyen ruhlar ellerinde olsa belki hemen unutmayı seçerler.
Sen'den başka kapımız yok vallâhi vesselam.
(Y.ed - Kalp Sırrına Erenler Albümü)
Engin Demirci"
Her bir dizesi, yaşananlar, dualar, öğütlerle incelikle işlenmiş.
Teşekkürler Engin Bey, sağlıkla kalın.
Yok...
Olmasın da zaten...
"Kırk kapılı" kişiden kendine de, geri kalan otuz dokuza da fayda olmaz!
Ki, insanın "Rabbi" her kapıyı açandır..
Ondan daha vefalı, daha yakın sevgili mi olur?
Şiir ve tefekkür..
Bir arada..
Tebrikler Engin Bey..
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta