her gün uzayan gölgelerin ayaklarına dolanırdı
sesini kısardı orta dalganın
türküler akardı kenarından
sabaha karşı tütünsüz
ve bitap
yani aç
yani çıplak
sersefilliğin bu kadarı dudak uçuklatırdı
çakılır kalırdı aynanın orta yerinde
arkada kargacık burgacık intizami çizgiler
ve buz gibi muntazam tekilcikliğiyle.
ensesi gün yanığı çorak
habire el sallardı
gömütlük dediği adı cennet
cehennemin içinde...
ne zaman sussan,
gayrı akşam oluyor
sessizlik çörekleniyor yanıbaşına
yanıbaşında sıcak lavaş çökelek
ulan varsın kekik koksun ayranı
dalgın dalgın çalkalasın yayığı
ananın bir eli
bir eli de çift sürsün ahraz yarın başında...
bu demirleri böyle dizerlerken yanyana
bu demirleri islim islim itelerken ateşler
hiç gelir miydi aklına kuzular meler meler
haneyi deler geçer...
bir bakmışın akgülün ağılında oğlak sesi
karışmış sap ile samana
bakakalmak bu demek duvar duvar
bakakalmak bu demek avlu avlu
ne bilsin akgül ana
özlemekten çetin de olsa yaşamak
yazılmış gayrı ak alına...
Kayıt Tarihi : 14.6.2011 08:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)