Firak ile inleten şu bağrını,
Dindirmeye, gönlündeki ağrını,
Duyurmaya niyaz dolu çağrını
Dem bu demdir, dem bu demdir,
DEM BU DEM
Bilmiş ol ki senin için kıyamet,
Şu salise, şu an dadır nihayet,
Bedel verip istiyorsan hidayet,
Dem bu demdir dem bu demdir,
DEM BU DEM
Âşık olup maşukunu övene,
Görmek için cananını ivene,
Ne dün kaldı, ne yarın var sevene,
Dem bu demdir, dem bu demdir,
DEM BU DEM
Kendin için Kadir bilip şu anı,
Öteleyip tehir etme duanı,
Sindirmeye hazır isen Kur-an’ı,
Dem bu demdir, dem bu demdir,
DEM BU DEM
İdris nebi gibi hülle biçmeye,
Dost elinden ab-ı şarap içmeye,
Kıldan ince bir köprüden geçmeye,
Dem bu demdir, dem bu demdir,
DEM BU DEM
Yalan yanlış isnatların zemmine,
Evvel ahir zahir batın cemine,
Uymak için Ulûhiyet emrine,
Dem bu demdir, dem bu demdir,
DEM BU DEM
Kalk yaralı hasadını dermeye,
Ahir zaman, son nefesi vermeye,
Can gözüyle Azrail’i görmeye,
Dem bu demdir dem bu demdir,
DEM BU DEM
17.12.2010…Mustafa YARALI
Mustafa YaralıKayıt Tarihi : 17.12.2010 18:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)