Dem! ... Şiiri - Alparslan Çolakoğlu

Alparslan Çolakoğlu
183

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Dem! ...

/Toplu göçlere aldım kararımı
Zamansızlığa emanet ahlarımı
Heybeme omuzladım /

Nemli gözlerim,
Akıyor ılık-ılık
Kendime küsüm
Kendime suskun
Vakit akşam
Sofraya katık diye sunulan/ zamansızlık
Har’a rağmen iç üşümesi
Bitemeyen ürperti.
Ömrün bu demi yalnızlık senfonisi.
Keşkelerin dile dolandığı an.
Kara-kötü haber senden gelen
Paya düşen/ üzüntü-keder
Sabır inadına/dua…
Aşk(ım) şimdi iyi dilekli bir temenni
Örseleyen/kanatan ve acıtan yokluğun
Yürek burukluğu
Koparılan gül hasret(kırgın) ya dalına
Geçmişe benden tek sitem bu
Dar zamanların kaçkını iradem
Külliyen savruluştur bu sensizliğe
Adımlar sahibine izsizken
Gidişimden kopan çığlık tiz
Durağım bilenmez/sesim işitilmez
Mevsimsizliğe yol alışta
Sana emanet iklimim
Günceye bulaşan ısırgan bir hüzün
Kirpik ucunda ıslanan hatırada hep yüzün
Hatır ölüsünü yıkamak aşığına nasip

Sessiz bir ünlem düşüyor sözlerimin ardına ardından
Örselenmiş hallerin iz düşümünde kanadı/kırıklığım
Yalpalandım güle en tutkun yanımdan sızım sarı/lı/ kaldı
Acıma dem katarak gitti hiç gelmeyen(e) düş incindi ah aldı

Ahvalde sızı/zamanda Arnavut acısı/demde özlem avuntu

Oyy vebalini yüreğime yüklediğim dilsiz sevdam/oyy
Günahına tutuşan ruhumu selamlıyorum/zifir “an”
Yokluğundayım..
Öpüyorum en sen yerini acılarımın
Bu yitirilenle yitmeyen serenat’ındır.
Bu her dem derinleşen/ağıtlaşan
Sancındır…
Canımın en içinde alevdir bu
Derin hasretindir..
Bağırıyor işte solum.
En sen yerimden dövüyor çığlıklar.
Yokluğun bir sızı ötesi.
İklimsiz yağmurlar doluyor içime..
Siliniyorum kalıbımdan/zerreye dönüşüyorum.
Dağılıyorum.
Seyrüseferde yine sineye hançer o ezgi
“Güle bilmez gülüm bahar sensiz
Yüreğim od tutup yanar sensiz/gülüm sensiz”

Gel oldu zaman/gelmedi beklenen/gelmez/sin
“Sen tamda hakimin kalem kırdığı yerdesin”

“Sen bu zamanla,sınırsız başka bir zaman arasındaki kanın molası”

Hangi yanıma dönsem entarisi sıyrılmış bir yosma çıplaklığında duruyor yokluğun
Kasıklarıma düşen kasıntıya sebep/debdebenin bacak arasında piç kalmış kırmızı/akıntı
El döşeğindeki zifafta; “sen hasta oluyorsun,benim düşümün çocukları ölüyor”

Alparslan Çolakoğlu
Kayıt Tarihi : 19.2.2010 17:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


İklimi(mi) doğuran'a..

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mine Gültepe
    Mine Gültepe

    mutluluk ve keder...

    'an' olgusuna 'tüm zamanlar'ın damgasını vuran en çarpıcı iki duygudur öyle ki hani neredeyse sevinç, öfke, hasret veya barışa dair vurgular, kelime dağarcığımızdan çabucak silinirler ve yaşam sadece, bu iki duygudan oluşuyormuş hissine kapılırız.

    çünkü mutluluk ve keder duygusu, bünyesinde aslen her birini barındırma gücüne sahiptir.

    bu şiiri okumaya başladığımda bir şarkı düştü an'a ;
    'bu kalp seni unutur mu?'

    oysa toplumca 'yaşanmışlığı' nostalji yapmakta ne kadar hevesliydik değil mi şair?

    sen şimdi asanı bu denli vurursan aşkın değerine, üstelik diğer yandan da bir dolu insanın sancısını akıtırsan 'düş çocuklarının ölümüne', şiir yerini şaşırmaz mı sence de aklımıza, kalbimize yerleşmede?

    dem'in bol olsun sevgili alparslan,
    içtenlikle kutluyorum...



    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Alparslan Çolakoğlu