(ve koşar çocuk,
hayat akıp giderken ayaklarının altından, bir kum tanesi kadar küçük mutluluklardı sevinçleri, havalanıp kurtulmak istiyordu... kanatları yoktu... uçurtmalardaydı umudu ve her umudun ayrı bir rengi vardı.
yüreğinin delişmen ateşiyle kopan fırtınalarında çocukça sevmenin arılığıydı gülüşü)
öykülerdeki devler
nasıl büyüdüyse çocuk gözlerimizde
işte öyle büyüdü cinler periler
küçük bir dalın ürpertisiyle
anlaşılmaya çalışıldı olup bitenler
dudağında izi kalmış gülüşlerle
hiç açılmamış çiçeklerdi umutları
umursamaz bakışların avuntusunda
çaresizlikler gizlendi kuytulara
çocukluğu yarım kalmış türkülerle
uykulara kıyıldı kara gecelerde
yüreğinde kopan fırtınalara
hınca hınç yaşanmış sevgisizliklere inat
korkularını avlayıp
delişmen elleriyle
azat etmiş tüm kuşları
bir çocuk yağmur tanesi
akan damlarda
karlı patika yollarda
elleri ayakları üşümüş
uçurtmasını rüzgara veren
o haylaz o esmer çocuk bendim
Nail Yavuz, İzmir
y.düzenleme
Kayıt Tarihi : 16.11.2006 22:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)