Deliler Hastanesi Şiiri - Batıkan Kaymaz

Batıkan Kaymaz
56

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Deliler Hastanesi

Beni buraya düşüren neydi daha sonra anlatacağım ama 15 Mayıs 1992 tarihi bir şekilde kendimi deliler hastanesinde bulmuştum. Haplar, doktor kontrolleri şu bu derken etrafımda dolaşan diğer delilere ve ortama ayak uydurmaya çalışıyordum henüz neden burada olduğum ve beni kim buraya tıktığı konusunda hiç bir fikrim yoktu...

Bir tarafta sürekli etrafta gezenler, diğer yanda bir noktaya anlamsız uzun uzun bakanlar, sürekli oturduğum yere gelip sigara isteyenler daha niceleri

Fakat hiç biri dikkatimi elinde sürekli bir mezar taşıyla yerde başı eğik oturan bembeyaz saçı ve sakalı birbirine karışmış 65lerindeki adam kadar çekmiyordu, sürekli aynı yerde oturuyor, iki eliyle gögsüne bastırdığı küçük mezar taşını sarıyor, kimseyle tek kelime konuşmuyordu. Dilsiz olduğunu, sağır olduğunu düşünenler bile vardı.

Üç ay boyunca yanına yaklaşıp iletişim kurmak konusunda başarılı olamamıştım. Söylediklerimi kendim duyuyor, kendim dinliyordum ama içimdeki inancı hiç bir zaman kaybetmemiştim, o adamla konuşacaktım... Mezar taşının anlamını ve burada niye olduğunu öğrenecektim.

Dördüncü aya girerken gece bir yangın çıktı hastanede herkes bir yana kaçışırken, dışarı çıkma izdihamının içerisinde aklıma direk o adam geldi koştum odasına tüm cesaretimle, açtım kapısını, yatağında iki büklüm uzanıp gözü açık sallanıyordu korkudan, hemen kucağıma alıp onunla beraber dışarı çıktım bir ağacın altına oturttum bende hemen yanına iliştim. Hemşireler ve diğer deliler hala panik halinde etrafta dolaşırken tekrar sordum ona sorumu ‘’Sen neden buradasın ve o mezar taşı niye elinde’’. Uzun süre durdu sonra ilk defa kafasını çevirip gözlerime baktı, çok tanıdıktı bu gözler bana simasını da bir yerden çıkaracaktım...

Sonra tekrar başını eğip ‘’Dünya...’’ dedi. ‘’Dışarıda o kadar çirkinlik, o kadar sahtekarlık, o kadar kötülük var ki, dünya getirdi... Hepimizi buraya dünya getiriyor.’’ Nasıl yani diyerek ürperdim, ‘’Doğumla başlıyor kulaklar yalanı duymaya, sonra okyanus gibi yüzüyorsun yalanların içinde, ayağının altında köpekbalığı onlarda insan ısırıyorlar parça parça yiyorlar seni hepsi ölüme kadar, doğruyu ve gerçeği bulmaya çalışırkende buraya düşüyorsun işte. Sahte aşktan, yalan sözden, kazık yediği dostlardan, fakirin çektiği zulümden, savaşta ölen çocuktan, eşin tarafından öldürülen kadından, çaresizlikten siyanürle intihar eden 4 kardeşten sonra buraya düşüyorsun işte’’. Affalamıştım, şaşkındım çok farklı bir hikaye bekliyordum aslında ve konuşmasını da hiç beklemiyordum...

Son bir şey rica edebilir miyim senden dedim? Mezar taşına bakabilir miyim... Cevap vermedi yine uzun bir süre durup gözlerime baktı ardında dizlerinin üstüne açtı taşı... Daha çok şaşırdım hatta durduramadığım şekilde gözyaşlarım döküldü yere! Benim adım yazıyordu taşta ve doğum tarihi 15 Mayıs 1992, ölüm tarihi yok.

Daha doğarken düşüyoruz biz dünya denilen bu deliler hastanesine!

Batıkan Kaymaz
Kayıt Tarihi : 8.11.2019 23:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Batıkan Kaymaz