Deli raporu Şiiri - Hekim Coşkun

Dün bir katil ile sohbet ettim. Katil dediysem bende sonradan katil olduğunu öğrendiğim için hiç korkmadan sıcak bir sohbet ettim.
Bu deli ölmekten korktuğu için kavga ettiği düşmanını öldürmüş.
Mahkemelerde de sahtekâr avukatları onu kurtarmak için akli dengesinin yerinde olup olmadığını tespit ettirmek için akıl hastanesine sevkini talep etmişler.
Avukatlar; katilin eline bulaşan kanı temizlemek için ruhlarını satarken, sohbet arkadaşım katilin anlattıkları daha çok sinirlerimi bozdu ve dışarıda herkesin deli olduğu düşüncesini bende uyandırdı.
Deliye hergün bayramlardan birini yaşarken, sohbet arkadaşımın anlattıkları delilikten korkuttu beni.
Yani artık deli olmak istemiyorum. Daha önce olsaydı, deliliğin çok güzle bir şey olduğunu düşünürdüm, değilmiş((
Bu katil sohbet arkadaşım çok akıllı biriydi. Çünkü korkudan öldürdüğünü itiraf ediyordu bana çok açık ve net bir kişilik sergileyen biriydi.
Yaşamını özetlerken, Hapis cezasından sıyırmak için gittiği Bakırköy Akıl Hastanaeisn de başına gelenleri şöyle anlatıyordu: Hastaneye sevk edildiğinde bir odaya almışlar ve orda önce itaat etmeyi ögrenmesi yönünde ilk işlem başlamamış, hapını alırken, sıgarasını içmek isterken ve yuvalete giderken bile görevliden izin almak zorunda olduğu ona telkin edilmiş.
Hastanenin en önemli kurallarından biri İTAAT etmeyi öğretmek, bubu öğrenemeyenler ZIR deli, öğrenenlerse akıllı olarak topluma kazandırılıyormuş.
Hayret ki ne hayret? ? ?
BU cümle dünden beridir kafama takılmıştı sizinle paylaşmak istedim bende.
Düşünün; SİVİL İTEATSİZ örgütler tüm dünyada sistemlere karşı yapılanırken ülkemizde delileri bile İTAAT etme konusunda uzmanlaşıyorlar.
Neyse.
Katil sohbet arkadaşım devam ediyordu.
Şirinlik yapmak için HEYET toplantılarından birinde Bakırköy Akıl Hastanesinde bulunan DÜŞÜNEN ADAM heykeline doğru gitmiş ve DÜŞÜNEN ADAM ın elini öpmüş.
Tabi bunu takip eden hastabakıcıları ve heyetten bazıları gözlemlemiş.
Hemn AZILI DELİLİK belirtisi olarak bunu raporlarına yazıyorlar AKILLI HEYETTEKİLER.
Bu sohbet aralarında katilden korkmak yerine DELİ OLMAKTAN korkmaya başladım.
Yani hasbelkader delirdi bu deseler ve alıp AKIL HASTANESİNE beni götürseler İLLELEBET ÇIKAMAM ORADAN diye düşündüm((((
Neyse
Sohbet devam ederken ben düşündüklerimi de size aktarıyorum ki lütfen DAHA DİKKATLİ yaşayın ÇEVRENİZLE(((
Katil sohbet arkadaşım, 46 raporu almış ve cinayet davasında ADAM ÖLDÜRMEYE EHLİYETİ vardır manasına gelen bu raporla arada canı sıkıldığında, yada birini kafayı taktıgında ÖLDÜRME yetkisi vermişler anladığım kadarıyla.
Benim korkularım artıkça katil devam ediyordu anlatmaya. Tabi bende bir taraftan KORKULARIMDAN DA KORKMAYA BAŞLAMIŞTIM. Ya korkularım artar ve bende öldürüsem diye.
Bir başka HEYET kontrolunda, ELEĞ benzeri bir kova vermişler hastaların eline al bunu doldur getir diye.
Herkes bu ELEĞİ almış gitmiş çeşmeden su doldurmaya, Tabi dolmuyormuş ce hastalar da saatlerce o çeşme başında bir hastabakıcının alıp getirmesini bekliyorlarmış.
Sıra bizim katile gelmiş. Bizim katil Eleği almış ve HETEYE bu dolmaz ki demiş?
Bakmayın adama katil dediğime, evet katil ama HASTAHANE HEYETİ ONDAN DAHA KATİL.
Bizim katil(((bu ELEĞ su dolmaz dedi diye İZBANDOT GİBİ hastabacılar bir hışımla girişmiş dövmüşler (içimden hem iyi yapmışlar diyorum hemde üzülüyorum)
Hastabakıcılardan biri bu delinn AGZINA oturmuş bağırtıları duyulmasın diye bir taraftan da dövüyorlarmış.
Neyse ya işde aklımda kaldığı kadarıyla süz DÜŞÜN en dostlarıma bunları aktara bildim. Zaten canım sıkılıyor ve içiden hiç DELİRMEK gelmiyor.
Önce öylemiydi? ? Hayır deli olmak istiyordum, delilikler yapmak istiyordum.
Düşünün hele; NEFES ALMAK İÇİN BİLE İZİN ALMAK GEREKECEKSE.((?
Ben delirmemeye karar verdim dostular.
Selam ve sevgileirmle.