Rüzgar esmeye korktu gelinciğin narin bedenine
Esseydi kırılacaktı esmese kuruyacak
Yeşert, dedi bir ses hazin derin sessizce fısıldadı kulağına
Bir rüzgar edasına bürünmüş,bir rüzgar uslubuyla dindi,dinledi rüzgar
Kulaklarda tanımadık bir ses çınladı: seni seviyorum
Rüzgar esmedi dindi birden ürkmüştü bu sesin sedasından
Yabancıydı bu cümle rüzgara esse kırılacak esmese kuruyacak
Esmedi rüzgar bu rüzgar bu gelincik bedenli güzeli ölene kadar koruyacak
Bir sur oldu sanki gelinciğin önünde dimdik hoyrat mert duruşuyla
Gah fırtınaydı oysaki gah rüzgar,şimdi gelinciğe esecek rüzgara sitemkar
Birden güneşli bir hava oldu gelinciğin masumuyetinde
Aslını unuttu deli poyraz,şimdi ne şiddetli bir fırtına nede hiddetli bir rüzgar
Rüzgar şaşırdı ne yapacağını,esseydi kırılacaktı gelincik,esmese kuruyacak,
Esmedi,esmeden yeşertti gelinciğin bedenini,kendi bedeni sanarak,
Esme deli rüzgar,akıllanma zamanı dedi gözleri sürme,saçları sırma gelincik,
Ne esti deli rüzgar,ne de kesti,esseydi kırılacaktı,kesse kuruyacaktı
gelincik’(im) …
Kayıt Tarihi : 25.5.2009 22:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Murat Avcu](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/05/25/deli-poyrazin-gelin-cigi.jpg)
G e l i n c i k
Mevsimlik bir çiçekti gelincik…
İnsan ayağının değmediği
Kem gözlerin etkileyemediği
İlkel hırsların göremediği
Ücra yeşilliklerin
Kırsal yerleşimlerin
Güneşe aşık
Körpecik bebeğiydi gelincik.
Dağların, ovaların
Adımlanmamış bayırların
Özgürlük şarkısında rakseden
Gün ışığının sunduğu sürprizlere
'Merhaba' diyen
Kudretin suretine boynunu eğen
Narin ve bakir kelebeğiydi gelincik.
Rüzgar bu…
Tohumu kimbilir
Başka bahara, nereye düşer?
Bir apartman betonunun çatlağına mı?
Bir otobüs durağının bank altına mı?
Çok şeritli yolların canlı yakışmaz yanlarına mı?
Aynı ihtişam, aynı narinlik…
Aynı süzülüş, aynı sakinlik…
Akamayan gözyaşı! ...
Belki hainlik! ...
Kaderin yalnızlığı...
Sessiz derinlik…
Ya ufacık bir esintiyle düşerdi yaprakları tek tek
Ya da şehvetine alet olurdu zalim bir elin
Toprakla bağı kesilerek …
Dün seyrek açılan bir kitabın
Sayfaları arasından düştü gelincik
Kurumuştu artık cansız güzellik.
Yok olmaya hazırdı hemencik.
Ya şans onu
Şefkatli bir insanoğluyla tanıştırsaydı
Sihirli bir dokunuşla
Kısa ömürlü de olsa
Olmaz mıydı bir 'gelincik'…
Saygılar
Meral Demir
Esmedi,esmeden yeşertti gelinciğin bedenini,kendi bedeni sanarak,
Esme deli rüzgar,akıllanma zamanı dedi gözleri sürme,saçları sırma gelincik,
Ne esti deli rüzgar,ne de kesti,esseydi kırılacaktı,kesse kuruyacaktı
gelincik’(im) …
Sevgi bu.Kuru dalı bile yeşertir.
Kaleminize sağlık.Tebrikler.
TÜM YORUMLAR (34)