Deli Kızın Anlattığı Şiiri - Ulvi Koçu

Ulvi Koçu
183

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Deli Kızın Anlattığı

1

uzak dağlar seyrediyordu akan nehirleri, taşları, keklikleri. baharın gülüşleriyle sevinç yumağı haline gelmişti ağaçlar, tarlalar, tepelerin kırlangıç ve leylekleri...

düşler kenti... umutların, hayallerin, fırından yeni çıkmış ekmeklerin ve deli kız ile yeryüzü çocuklarının kenti. kavgası, yalanı, savaşı, gözyaşının olmadığı yer. yeşil ağaçlarla örtülü, mavi sularla coşkulu, çoğu insanın uyku öncesi, gözleri tavana çakılı hayalini kurduğu kent...

'suları berrak, ışıltılı bir türküdür;
çocuklara sunulmuş bir özgürlük...'

2

deli kız... zamane olmayan sözcüklerin diğer adı. buğday başağı saçlarıyla, gökkuşağı gülüşler sunardı; yeşil ovalara, akarsulara. güzelliği dillere destan, bir kaf dağı kaçağıydı; yer yüzü çocuklarına adanan. şarkılar söyleyen, şiirler okuyan, masallar anlatan deli kız... düşler kentinin sahibi. bakışlarıyla güvercin tutar, turnalara uçmayı öğretir...

bir öncesi, bir sonrası yoktu. Bozkırlardan gelmiş dedi birisi, kimisi Toroslardan, Mezopotamya'dan, Orta Asya'dan... nerden gelmişti düşler kentine, kim getirmişti? onu böylesine yeryüzü çocuklarına bağlayan, ucu bucağı olmayan sevgiyle tutunmasını hangi varlık açıklayabilirdi?

'derin vadilere ulaşan bir türküdür;
deli kızın anlattığı özgürlük...'

3

düşler kentinin yüksek bir tepesi... güneşin batmaya hazırlandığı, kızıl rebge büründüğü vakit... deli kız, tepeliğin üzerinde ki yassı kayaya bağdaş kurmuş, ön tarafında ise tepenin eteklerine oturan yeryüzünün çocukları... ve kuşlar, serçeler, kediler, papatyalar, boğa dikenleri... kısacası tüm canlılar onu dinlemeye gelmiş. deli kızın uçmayı öğrettiği turnalardan biri ise, onun sol omzuna konarak doğa melodileriyle ötüşlere koyulmuştu...

tepenin olduğu yerden, düşler kentinin her yanı görülür. coşkun akan dereler, çağlayanlar, ağaçların kardeşçesine oluşturduğu ormanlar, gökyüzünün mavi gülüşü, bulutların göz kırpışı... en çok bu tepeyi severdi deli kız. ne zaman yeryüzünün çocuklarına, börtü böceklerine, kırmızı güllere bir şeyler anlatsa, hep burayı seçer ve tepedeki yassı kayaya bağdaş kurarak otururdu...

'güvercinlerin tutunduğu bir türküdür;
uçuşlarına savurduğu özgürlük...'

4

deli kızın tepelikte, güneşin kızıla büründüğü vakitte anlattığıdır;
'dinleyin düşler kentinin çocukları, hayvanları, bitkileri... burada hepiniz hiçbir özelliğinize, dilinize, dininize, gücünüze, kokunuza bakılmaksızın kardeşçesine yaşıyorsunuz. düşler kentinde kural budur. ama size, hiçte alışık olmadığınız, bilmediğiniz dünya kentlerini anlatmak istiyorum. bu kentleri bilin ki; kardeşliğinizin, dostluğunuzun, barışınızın ne kadar vazgeçilmez olduğunu iyice anlamış olun'

bir yağmur bastırır aniden. şimşekler çaktıkça, sesini dahda yükseltir deli kız. sol omzundaki turna tepeliklerde uçuşa geçer. nehirlerin gülüşleri, serçelerin evinciyle birleşince koyulur yeniden sözcüklerin gizemine; yüzündeki yağmur tanelerini silerek;
'dünya kentleri buralara benzemez kadim dostlarım. ordaki çocuklar hep ağlıyorlar, horlanıyorlar. doğdukları yer yüzünden sınıflandırılıp, kendi dillerinde okula bile gidemiyorlar. kimisi köprü altlarında evsiz, barksız kalıyor. kimisi dilencilik, kimisi boyacılık yapıyor daha yaşına dahi bakmadan.
dünya kentleri acımasızdır güzel dostlarım. kim güçlüyse onun gibi düşünmek zorundasın. onun dilini kullanmalı, onun dinine inanmalısın. çocukluk başkadır oralarda; ya içi boş düşüncelerle kalkan olarak öne atarlar, ya da eline taş verip kullanırlar seni; kendileri atmaya korktukları halde... çoğusunun elbisesi yoktur, kendilerine ait odası, sıcak gülüşü... dayak korkusuyla, dışlanma düşünceleriyle büyürler. bilmezler kardeşliği, bilmezler paylaşmayı; çünkü nefretle aşılanmıştr kanları. düşmanlıkla beslenen ellerine silahlar verilmiştir. yazık ki onlara meyvenin tadını bilmezler, temiz kıyafetler, oyunlar, oyuncaklar, sımsıkı kurulmuş arkadaşlıklar... işte dünya kentleri böyledir sevgili dostlarım; sahte ışıklar ve sahte renklerle dolu...
orda hayvanlar öldürülür, işkence ederler; tıpkı çocuklara ettikleri gibi. büyümemiş bitkileri ezerler, ağaçları kesip yüksek binalar yaparlar. fabrika dumanlarıyla nice çocuk, nice hayvan, bitki nice ağaç katledilmiştir. fakir insanları gece gündüz çalıştırır zengin adamlar. servetlerine servet katarlar böylelikle. ne insanın, ne serçenin ne de karanfillerin anlamı vardır. sevgilerin çürüdüğü, kardeşliğin yaralandığı, barışınsa öldüğü yerdir dünya kentleri. her bir köşesi eşitsizlik kokar, sularından kan damlar...'

deli kızın sözleriyle, yeryüzü çocukları korku ve dehşet içinde birbirlerine sarılmışlardı. düğer hayvan ve bitkilerde öyle... böyle bir yerin olabileceğine inanmıyorlardı. nasıl olabilirdi ki hem. bunca güzel şey varken; denizler, okyanıslar, sevgiler... neden dünya kentleri bu kadar zalim ve acımasızdı? nedendi bu ayrımlar, bu gözyaşları, savaşlar... nedendi?

hepsi koşarak boynuna sarıldılar deli kızın. deli kız; ablaydı, anneydi, sevgiliydi... deli kız yeryüzü çocuklarına, hayvan ve bitkileribe sunulmuş bir hayattı. 'bizi düşler kentinden çıkarm' diye haykırdı hepsi, çığlıklarının sınırlarını yırtarak. yağmur dinmişti, kızıl güneş evine gitmişti. o gece dua etti düşler kentinin her canlısı; deli kıza ve kardeşliklerine; dünya kentlerinin çocuklarına ağıtlar yakarak...

'yarınlara adanan dünyalı bir türküdür;
çocukların özlem duyduğu özgürlük...'

Ulvi Koçu
Kayıt Tarihi : 27.5.2009 17:46:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


25 Mayıs 2009 02.40 Erzurum...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Berivan Sunar
    Berivan Sunar

    susma deli kız konuş, aydınlat,irdele...yarınlara adanan dünyalı bir türküdür çocukların özlem duyduğu özgürlük...düzyazı tadında güzel şeyler okudum sayfanda genç devrimci.tavrını çok yumuşak bir dille hırpalamadan anlatıyorsun...

    Cevap Yaz
  • Alparslan Çolakoğlu
    Alparslan Çolakoğlu

    İçimde kopardığınız bütün çığlıklara rağmen 'yorumsuzum'..

    Cevap Yaz
  • Maral Hazan
    Maral Hazan

    İşte dünya kentleri böyledir sevgili dostlarım,sahte ışıklar ve sahte renklerle dolu
    Sevgilerin çürüdüğ, kardeşliğin yaralandığı,barışınsa öldüğü yerdir. dünya kentleri her bir köşesi adaletsizlik kokar,sularından kan damlar :
    Barışa,Özgürlüğe,Adalete aç ve muhtaç bırakılmış bir yüreğin serzenişi ve Düşlediği dünyanın resmi çizilmiş sankii.
    Yürekten kutlarım sizi...

    Cevap Yaz
  • Azade Akbin
    Azade Akbin

    Deli kızın anlattığı, nekadar derin manalı bir yazı, adeta içli bir yaşam öğküsü, kitaba geçmesi gereken kesitler... Sizi gönülden kutluyorum.

    Cevap Yaz
  • Mehtap Altan
    Mehtap Altan


    'yarınlara adanan dünyalı bir türküdür;
    çocukların özlem duyduğu özgürlük...'


    BU YAZIYI BİR DAHA BİR DAHA OKUYACAĞIM...

    ÇOK GÜZELDİ ÇOK....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (9)

Ulvi Koçu