Bilmiyorum yaşını; azami yirmi varsın
Talih neymiş -kaşını- çattığında anlarsın
Yüz versen hergeleye, döndürür bir köleye
Her fırsatta çileye, sattığında anlarsın
Şahsa özeldir, fakaat, sadakat yönü sakat
Tam gülümserken tokat attığında anlarsın
Gâh yaver gâhi kene, gam taşır sol bölgene
Gücün bir tek gölgene, yettiğinde anlarsın
Peşin alır mehrini, sona saklar kahrını
Boşanırken zehrini, tattığında anlarsın
Haz denilen gıdımlık, ömür üç-beş adımlık
Nevbahar, yaz tadımlık; bittiğinde anlarsın
Ömrüne varsa ati, kış devralır nöbeti
Gençliği kum saati, yuttuğunda anlarsın
Özenip horozlara gir istersen pozlara
Ecel, düşü tozlara kattığında anlarsın
Geçilmiyor cakandan, ne kalır fiyakandan
Nasıl olsa yakandan, tututuğunda anlarsın.
Deyip de "ecel de ne?, safa yatmayı dene
Yuvandan alıp, sine, ittiğinde anlarsın
Her yol çıkar Fizan’a, ukbâ deriz biz ona
Mahşer günü mizana, gittiğinde anlarsın
Ne servet ne de şöhret, dostluk en büyük nîmet
Dostun birgün ihanet, ettiğinde anlarsın
Dense de mikrop kirde, kebairi kibirde
En geç "o gün" kabirde, yattığında anlarsın.
Kayıt Tarihi : 22.2.2022 22:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!