Deli Hüseyin Şiiri - Halil Yılmaz 4

Halil Yılmaz 4
53

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Deli Hüseyin

DELİ HÜSEYİN
Dağa yaptım barınak
Kem gözlere çok ırak
Duyan demiş; delidir
Kalsınlar benden uzak

Tek Sermayem eşeğim
Üzerinde semerim
Odun taşır binerim
Tımar dahi ederim

Eşek benim bineğim
Sırdaşım göz bebeğim
Ara da bir anırsa
Ne dediği anlarım

Arpa ile beslerim
Derelerde sularım
Huysuzluk yaptığında
Arpasını keserim

Fundalıkta gezerim
Çalı çırpı seçerim
Bulursam kuru dalı,
Vururum laz baltayı

Abamın kolu yırtık
Öğüt verenden bıktık
Söylenecek lafım çok
Anlayacak adam yok

Kel başımda, kasketim
Gamsız güne hasretim
Anam erken ölmüşte
Babamda evden sürmüş

Ne yağ ne bal satarım
Sade odun satarım
Almak istemeyene
Söze katran katarım

Bir Abam var atarım
Asfalta yan yatarım
Varsa biraz azığım
Keyfime de bakarım

Yâri çalıp aşırdım
Dağa kadar taşıdım
Kurttan -kuştan korurken
Yaban ele kaptırdım

Çirkin, kara yüzlüler
Toprağa gömüleler
Yalan- dolandan bıktık
İnsaflı olun artık

Konaklayıp gezerdim
Kalmadı bir eserim
Yedim, içtim, dolaştım
Garibanca göçerim

Atıp-tutma Ormancı
Benden olmaz meydancı
Yeşil kestiğim yalan!
Söylemem Savcım yalan !

Karakaçan hapiste
Ben ise kasâvette
Cebimde yok metelik !
Kim yapacak cömertlik

İpim, semerim, baltam
Sırtımda olan abam
Hapse atın yatayım
Yan gidip de yatayım

Namım, Deli Hüseyin
Çaldımsa pul, söyleyin
Döşeğim yırtık- palan
Ölürsem edin talan

Güzel günler görmedim
Zevk sefa da sürmedim
O’nun hikmetinden de
Sual olunmaz bildim

15 Kasım 2024

Halil Yılmaz 4
Kayıt Tarihi : 16.12.2024 14:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Deli Hüseyin? Hüseyin 1945-1996 yıllarında, Anadolu’nun bir köyünde doğmuştur. Öz Babası annesini terk etmiş, annesi başka bir adamla evlenmiş ve Hüseyin’i de yanındı götürmüştür. Üvey babası köyde çiftçilikle yapmakta, kendisi de üvey babasına yardım etmektedir. Günler, aylar, yıllar geçmiş… Hüseyin delikanlı adam olmuştur. Sürecek tarlası, bakacak hayvanı da yoktur. Başka bir kasabaya ya da şehre gidecek parası da yoktur. Aklına bir eşek almayı, onunla çevre köylere odun satarak para kazanmayı düşlemiş ve üvey babası eşek almada ona yardımcı olmuştur. Uzun zaman odunculuk yapmağa devam etmiştir. Orman köye uzaktır, sabah erkenden ormana gidecek, kestiği ormanları uzak köylere götürüp, akşam eve geri dönülecektir. Her gün ormana gidip-dönmek yerine, ormanın içerisine barınak yapmağa karar verir. Issız ormanda kalmaktadır. Hafta da bir defa köye gelerek yemek ve ekmek tedarik etmektedir. Dağda uzun müddet yalnız kalması, köy halkında ,Hüseyin hakkında bir takım söylentiler çıkmıştır. Köylüler;” Akıllı adam ormanda ne işi var, ya kafayı üşütmüş, ya da deli biridir.” Ama Hüseyin bu sözleri duymuş ama gale almamıştır. "Dağa yaptım barınak Kem gözlere çok ırak Duyan demiş; delidir Kalsınlar benden uzak." Hüseyin o ıssız ormanda tek arkadaşı vardır. Eşeği, ormanda kendi barınağı yanında eşeğine de bir yer yapmıştır. "Tek Sermayem eşeğim Üzerinde semerim Odun taşır binerim Tımar dahi ederim." Günler günü, aylar aylar ayları takip ederken, Hüseyin kalbinde kıvılcımlar oluşur… komşu kızına sevdalanır. Annesine bu sevdasını söyler ve sevdiği kızı babasından istemelerini fısıldar. Sonuçta kızın babası bu isteğini ret cevabı gönderir. ..bir fırsatını bulur, komşu kızını dağa kaldırır. "Yâri çalıp aşırdım Dağa kadar taşıdım Kurttan -kuştan korurken Yaban ele kaptırdım ." Orman da daha fazla kalamaz, kaçırdığı kızın isteği ile kasabaya göç eder Hüseyin. Kasaba da ev kiralayacak ne parası var ne de ev alacak kadar. Kasabanın dış kenar mahallerine derme çatma çadır kürara, daha sonra da ağaçtan bir baraka yapar. Burası odunculuk yapmağa çok müsait yerdir. Eşinin isteği yerine gelmiştir, onlar artık mutlu ailedirler. Tek sermayesi eşeği ile odunculuk yapmaya devam eder Hüseyin. Köyde çok nadiren karşılaştığı Ormancıyla, kasabada yine başka bir Ormancıyla karşılaşmaktadır… Hüseyin başı ormancı memurla başı derttedir. Odunculuktan başka yapacağı iş yoktur. Çelimsiz, zayıf biridir. İnşaatlarda çalışabilmesi için güçlü pazıları olması gerekmektedir. Başı derttedir Hüseyin, Ormancı görmezden gelse de sonuçta vazifesini yapmak zorundadır. Gece-gündüz demez bizim Hüseyin…. Ormancıdan, bazen eşeğini kaçırır, bazen baltasını bırakır…bazen kendisi kaçar. Bu arada; Ormancı Hüseyin’i mahkemeye verir, sayısız hâkim karşısına çıkmıştır, Hakimler; bu çaresiz adamın peşini de bırakmamışlar, bazen eşeğine el koymuşlar, bazen de baltasına, Ormancı şikayetlerinde; Hüseyin ormandan yaş odun kestiğini ve sattığını söyler. Mahkemede Hüseyin Hâkime; "Atıp-tutma Ormancı Benden olmaz meydancı Yeşil kestiğim yalan! Söylemem Savcım yalan ! " Sözleriyle cevap verir. Hakim, el konulan eşeğinin, uygulanan idari para cezasını ödemesi halinde, eşeğin kendisine ödeneceğini söyler. Hüseyin cebinde bir metelik yoktur. Yine o nükteli bir cevap verir. "Karakaçan hapiste Ben ise kasâvette Cebimde yok metelik ! Kim yapacak cömertlik!" "İpim, semerim, baltam Sırtımda olan abam Hapse atın yatayım Yan gidip de yatayım," Bu sözler karşısında, Hâkim Hüseyin’i tutuklamadan vaz geçerek berat kararını, eşeğini de serbest kalmasına karar verir. Bu süreç esnasında çok sevdiği hayat arkadaşı onu terk ederek başka birine kaçmıştır. Hüseyin yalnız kalmış ve terk edilmiştir. Yoksulluk, fakirliktik, yalnız yoldaşı olmuş, yine isyankâr kul olmamış, yalandan, hırsızlık hep kaçmıştır... Daha sonraki zamanlarda hastalanmış ve ölmüştür. Okul yazar olmadığı halde, hicivli ve anlamlı sözler söylemiş, hazır cevaplıdır, muhatabına sözü dokundurur. Kimine göre Hüseyin delidir, kimine göre velidir. Ama sonun da bir insandır. Bu yaşanmış bir hayat hikayesinden bir alıntıdır. Namı değer Deli Hüseyin, oduncu olarak rızkını kazanmış, fakir ama dürüst bir hayat sürdürmeyi tercih etmiştir. Hayatınındın şikayetçi de olmamıştır. Onun sözlerin derlenmiştir. Tıpkı Ebu Zer el-Gıfârî gibi yalnızlığı ve münzevi bir hayatı tercih etmiş ve bir ömür geçirmiştir..

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!