Onu her yerde görmek mümkündü. Şalvarı yarıya kadar düşük, burnunda göğ bir sümük, elini açmış hep para isterdi. Sen on lira versen bile o hiç almak istemezdi. Çünkü bir liradan başka para nedir bilmezdi.
Ona, deli emin derlerdi, öyle bellenmiş ti bir kere o bizim köyün deli eminiydi. Ailesi kimdi, nereliydi? Kimse sormazdı, merak dahi edilmezdi. Nerde yatar, ne yer, ne içerdi? O kimsenin derdi değildi. İki kafa bulmak, bir eğlenmek işte bu bizim deli emindi.
İlk hasta olduğunda akıl hastanesine götürmüştü babası, hastane içindeki düşünen adam heykelini görünce çok korkmuştu. Öyle ya düşünmek nasıl bir eylemdi? Sahi bu adam neden buradaydı yoksa o da kendi gibi deli miydi neydi? Komşuları ”Önce çok iyiydi bu deli, Anası kafasına vurduydu tasla “ondan mı acaba ondan mı ki? Diye hep söylenirdi. Ana, baba hak getire!
Kimse kalmadı onlardan geriye. Deli emin aralarda dilenirdi. İşte böyle başıboş gezer, eğlenirdi. Bir ekmek sever birde helvayı çok iştahlı yerdi. Karnı doyduğu zaman emin çok güzel olur, bayağı düzelirdi. Herkes onunla mı eğlenirdi yoksa o mu herkesle eğlenirdi? Bunu kimse bilemezdi.
Zaman geçip, yaşlanırken herkes o halâ dünkü deli emindi. Zora geldiği zaman çok kişi onun yerinde olmak ister, “ne güzel ekmek elden, su gölden "diye söylenirdi.
Emini görmüşler geçenlerde çok kötü görmüşler Emini! Hani deliler hiç değişmezdi. Para da demiyormuş kimseye, bir lirayıda unutmuş, anlaşılan deli emin iyice yaşlanmış. Çok ta zayıflamış deli emin. İstemesen kimse ekmek te vermiyor hani! Ondan olmalı deli Eminin galiba bu garip hali. Duyduk ki geçenlerde ölmüş deli Emin. Koca bir resmini asmışlar hem de tabutunun en önüne.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta