Sen en iyisi mi kal...
Gelme dur.
Al bana bahşettiğin sahte baharları...
Karakışlar, hazanlar bende kalsın.
Sen bekle...
Bekle ki; bahar yağmurları yıkasın seni...
Islan bir güzel.
Bırak bedenini yağan yağmurların coşkun sularına...
Üzerine üşüşmüş korkaklığını alıp götürsün.
Ruhunu da azat et...
Et ki; kendinden kaçan budala yapından...
Arınmış olursun belki.
Kendini yok saymak;
Yaptıklarından ibaretse...
Topla biriktir hepsini eksikliğinin üzerine...
Bin eksik daha ekleyerek...
Cesaretini beyninin en ücra köşesine sıkştır.
Sıkıştır ki;
Kendinle yüzleşmeye yüzün olmasın.
Zira, korkaklığın bunun da üstesinden gelir elbet.
Sen neler gördün ki hayatında...
Şımartılmış yaşamın serkeş kulu!
Bundandır belki de sevdiklerini terkedişin.
Sen benim bildiklerimi bilemez...
Sen benim gibi sevemezsin.
Bozar seni yürekten sevmek.
Sen bilir misin...
Yüreğimin en çok neye dağlandığını?
Ben bozulan al sümbüllü bağları...
Kuruyan gölleri...
Akmayacak olan nehirleri...
Ve bir de senin korkak yüreğini bilirim.
Bilirim ama...
Hala seni neden sevdiğimi bilemem.
Sen;
Kullandığım bütün güzel cümlelerden doğan...
En güzel imgem;
Sevdikçe çoğalan...
Ve çoğaldıkça yüreğe sığmayan.
Artık koca bir düş...
Koca bir yalan...
Ateş çemberinde bir yürek var;
Kalan.
Öyle bir sona geldim ki;
Tek vuruşunla tökezleyip düşen...
Yerle bir olan.
Düşürdüğün vurduğun yerdeyim,
Hala canım yanıyor...
Cam kırığı kalbim acıyor.
Sana sevda türküleri söyleyen diller küs...
Konuşmuyor vuslata eremeden.
Sayılı günler geçip gidiyor.
Artık usuma da sığamıyorsun
Ve yerleştirdiğim belleğimden...
Söküp atamıyorum.
Karanlık gecelerde aydınlık arayan...
Bir deli düşüm.
Bir de deli yüreğim var;
Sabahsız sabahları bekleyen.
Gelen her sabahın...
Kara geceden farkı ne ki?
Gözüm kapıda,
Kulağım işte geldim diyecek olan bir seste...
Oysa ki, ne bir ses...
Ne de bir nefes.
Sesimi duy sevgili! ..
Sen iyisi mi ne gel..
Ne de baharlar getir bana.
Kalsın beyaz güllerin, papatyaların.
Kasımpatıları yalnızlık çiçeğim...
Yeter de artar bana.
Sen baharlarda çoğal...
Ben güzlerde kalayım.
Sen mavi denizlerde kulaçlar at...
Ben küçük göllerde çimeyim.
Sen güneşe dön yüzünü...
Ben zifiri gecelere bulayım yönümü.
Sen beyaz gecelerde büyüt evvelini, dününü...
Ben kan kusan her gecede geçiriyorum dünümü, bugünümü.
Nazlı Akın
Nazlı Akın 1Kayıt Tarihi : 30.3.2010 22:21:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nazlı Akın 1](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/03/30/deli-dusum-2.jpg)
''Aşk için yanarken edindiğim kanatlarla,
uçup gideceğim ışığa doğru,
hiçbir gözün bakamadığı...''
( G.Mahler 2.Senfoni; çeviren: S.D.)
/
Ben güzlerde kalayım.
Sen mavi denizlerde kulaçlar at...
Ben küçük göllerde çimeyim.
Sen güneşe dön yüzünü...
Ben zifiri gecelere bulayım yönümü.
Sen beyaz gecelerde büyüt evvelini, dününü...
Ben kan kusan her gecede geçiriyorum dünümü, bugünümü.
Güzel ve anlam yüklü bir şiir..tükenmeyen hazan yağmurları gibi...tebrikler..10 puan.. Ufkun YAREN
Her gece uyanıp ayın küllerinden,
sana doğan güneşi öptüğümdendir
dudağımdaki yanık izleri…
.
Leman Julide
nazli akin daima kal sevgi ile
TÜM YORUMLAR (8)