Celaleddin Şemsi ararken deli divane oldu.
Oldu da Mevlana oldu.
Şems onu bulmasaydı Mevlananın hali nice olurdu.
Bu aşk, onu yaradana erdirdi de bir zavallı kul oldu.
Ne yedi, ne içti, ne giydi, Yaradan'a yol açıldı yüreği.
O sokaklar Mevlananın aşkı ile yandı yandı kül oldu.
Şems dedi, Şems işitti...
Deli deliliğinden utandı, akıllı kendinden sakındı.
Sen gittin ya bende seni aradım köşe başlarında,
Şarkılarda, şiirlerde, sözlerde.
Mevsimler mevsimlere karıştı, aylar birbiri ile yarıştı.
Gelmedin, adını defalarca zikrettim,
zikrettim de kendimden geçtim
Bir senden geçemedim.
Geçtiğimi aklıma söylesem de,
Yüreğime diyemedim, sır tuttum, gizledim, gizlendim.
Kaçtım gölgemden bile kaçtım.
Sildim sana ait ne varsa, biraz bencillik ettim.
Herşeyi unuttum da, bir seninle yaşadıklarımı unutamadım.
Yüzünü, gözlerini, sözlerini, parkanı,
Ben seni kimseden dilenmedim, kimselere demedim.
Belki senin mutluluğunla huzur buldu kalbim.
Ama içten içe incindim, sen kırdığın kalbi göremedin.
Adım adım yollarda aradım seni,
Taşlara baktım, çiçeklere baktım seni gördüm.
Huzur üfledi yüreğime Rabbim.
O mutlu dedi. O huzurlu.
O sana bakmayı öğretti,
Okumayı, yıkılmamayı, güçlü durmayı,
O sana tevazuyu öğretti defaatle,
Sana kendini hapsetmeyi öğretmedi.
Bir acı kahvenin tadını anlamlandırmayı,
Bir küçük çikolatanın dünyalara bedel olduğunu öğretti.
Gökyüzüne bakıp şükretmeyi öğretti her nefes alışında,
Beklemeyi öğretti, sükunetle ve huzurla,
Şems gibi kayboldu gitti ya sonunda...
Ben onu silsem de, yüreğimden silemedim.
Ve ben onu kimseden değil Rabbim'den istedim.
Kayıt Tarihi : 20.8.2012 16:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!