Deli bahattin’in gösterdiği yol

siz geldiğiniz yere nasıl geldiniz
galiba bir noktadan sonra yolunuz benden çıktı
çıktı diyorum, çünkü siz akıllılar, aklınızı seveyim
geldiğiniz yere dönemeyeceksiniz

az sabretseydiniz, size rahmet getirecektim
bakmayın öyle üstümün yırtığına
geçtiğim sular, yıkandığım korkuların artığı

saçlarımı ve alçakları huzurunuzda yer çekimine çağırıyorum
unutuyorlar ayakların altında ezdikleri mesafeyi
unutuyorlar ayakların en mütevazi yanları olduklarını

daha sert değil cevizin dışı insanın kabuğundan
insan daha derindedir, oraya gidelim
kıramadım ilişkilerinizi, yalnız kaldık hep birlikte

soğuk bir mevsimde sıcak kadınlar
şemsiyelerinin altında kaldırımda hepsi bir başına
bu kadar çok neden dışarıdalar, kim kandırıyor
neden kadınları almıyorlar içeri

sizin için, başkası için, isterdim
yanmak da birlikte olsun

insan duvarda bir resim değildir
insanın istediği, resimdeki kendisinin istediği değil

bu kadar usta olmayın rica ederim
elleriniz dönecek size şüphesiz
tuzlu suyu tatlı suya karıştırmayın

simidi susamından ayrı kıyıp yemeyin
uzatmayın karanlığa işaret parmağınızı
seviyorsanız içinizden taşırmayın
ben yapamadım.
eski eşyanızı satmayın

bir keramet gösterdim, görmelisiniz
ruhumun içine taşıdım etimi kemiğimi
gülnar boydan boya gezdi tenimi

insanım gülnar
dilek ağacı değilim
geldiğim o güzel yere gidiyorum

herkesin aradığı çok uzak değil çoğunlukla
herkes yakındaki aradığını çabuk bulamaz çoğunlukla
(birnokta dergisinde yayımlandı)